Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Buse Tosun Çavuşoğlu finale yükseldi

Avrupa Güreş Şampiyonası'nda Buse Tosun Çavuşoğlu finale yükseldi. Buse, altın madalya maçında Alman Anna Carmen Schell ile karşılaşacak. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Güreş Şampiyonası'nda serbest stil kadınlarda gündüz seansında 5 sporcu mindere çıktı. 1 güreşçi altın madalya, 3 güreşçi de bronz madalya için yarın akşam mindere çıkacak. Rumen Alexandra Nicoleta Anghel'i 7-1 yenen 72 kiloda Buse Tosun Çavuşoğlu finale yükseldi. Buse, altın madalya maçında Alman Anna Carmen Schell ile karşılaşacak. 53 kiloda güreşen Zeynep Yetgil, Yunan Maria Prevolaraki'ye tuşla yenildi. Zeynep, yarın akşam Tatiana Debien (Fransa) ile Iulia Leorda (Moldova) arasındaki repesaj maçının galibiyle bronz madalya maçına çıkacak. 57 kiloda Bulgar Evelina Georgieva Nikolova'ya tuşla yenilerek final şansını kaybeden Elvira Kamaloğlu, bronz madalya maçına çıkacak. 23 yaş altında Avrupa şampiyonu olan Elvira, Macar Tamara Dollak'la Avrupa üçüncülüğü için karşı ka

Ultra Ortodoks Yahudiler: Harediler

Bugün sizlere dindarlığıyla ün salmış olan Yahudilerin bir kesimi olan Harediler'den bahsedeceğim. Bu toplumun çok radikal eylemleri olmasıyla birlikte İslam dinine ait bazı ibadetlere yakın ibadetleri de gerçekleştirdiğini de aktaracağım. Bu eylemleri 10 başlık altında inceleyelim: -Kosher Gıda: İbranice de uygun anlamına gelen kosher, İslam dinindeki helal gıda ile aynı anlama gelmektedir aslında. Musevilik inancına uygun olarak üretilmiş ürünlere kosher belgesi verilir ve kosher olmayan ürünler Harediler tarafından asla tüketilmemektedir. -Barechu: Yahudi dininde barechu, dua etmek için ibadete çağırı yapılmasıdır teorik olarak bu durum bizdeki ezan ile aynı daldadır diyebiliriz. Şehrin yüksek bir yerine çıkılıp insanlara olabildiğince yüksek sesle çağrı yapılmakta. -Askerlik: İsrail devletinde kadınlar 2 yıl erkekler ise 3 yıl askerlik yapmakta. Ancak Harediler hayatlarını dine adadıkları için askere gitmezler, ayrıca sadece din işleriyle uğraşsınlar diye devlet onlara para

E-öğrenmenin geleceği: Entegrasyon

Bu akademik çalışmamda sizlere e-öğrenme ile ilgili detaylı bilgiler vermeye çalışacağım. "E-öğrenme" bir fikre dayanır: Öğrenenler her zaman, her yerde öğrenmeye erişebilirler. Bu, öğretmenlerin ve öğrencilerin aynı yerde veya hatta aynı zamanda olmalarına gerek olmadığı anlamına gelir. Bilginin aktarımı, CD'ler gibi ortamlar veya e-öğrenme için yapılandırılmış Öğrenme Yönetim Sistemleri aracılığıyla öğrenciye teslim edilen içerikle kendi kendine ilerler. Bu nedenle teknolojik değişimler, e-öğrenme alanındaki yeniliklerle gerçekleştirilen çeşitli cihazların, bunların kombinasyonlarının ve/veya yeni cihazların kullanımını mümkün kılabilir. Uzaktan eğitim , öğrenenin gerekli tüm bilgi ve becerileri diğer kişilerin katılımı olmadan tamamen, bağımsız olarak edinmesini amaçlar, ancak bu alanda çeşitli iyileştirmeler yapılmış olsa da, amacın tamamına ulaşmak henüz mümkün değildir. Öte yandan, e-öğrenmenin dünya çapında çok sayıda kullanıcısı/öğrencisi olduğu açıktır. E-öğrenme

2022 teknoloji trendleri

2022 teknoloji trendleri arasında yıldızı parlamaya devam edecek olan ürünleri, yapay zeka, metaverse, blockchain, kripto para birimleri ve yazılım olacak. Günümüzde bakıldığında tüm dünyada hızlı bir dijital devrim yaşanıyor. Teknoloji trendleri alanında birçok işletmenin, yeni teknolojileri benimseyip, iş modellerini değiştirmesi bu alanda gelişimi ve yeni trendlerin oluşumunu sağladı. Kurumsal firmalar, z kuşağı ile etkileşime girebilmek için pek çok fedakarlıklarda bulunurken, dijitalleşme çalışmaları için çok büyük bütçeler ayırmaktalar.  ABD merkezli Teknoloji araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner 'ın araştırmasındaki teknoloji trendleri 2022 teknoloji raporunda, dünya çapındaki bilgi teknolojilerine yönelik harcamaların yüzde 5,5 artışla 2022'de 4,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu kapsamda, metaverse, veri analitiği, siber güvenlik, kurumsal yazılımlar, bulut sistemleri gibi dijital dönüşümü etkileyecek alanlardaki yatırımlar ve gelişmeler önem taşıyor. 2022 te

Gençliğin şarjı sıfır

Gençliğin şarjı sıfır!... Gençler şarjınızı bitirmelerine izin vermeyiniz! Çünkü sizin umutlarınızın sönmesi demek sizi ülkenin umudu görenlere haksızlık olması demektir. Gençler Üzerine Psikolojik Bir Analiz : Tükenmişlik Sendromu "Gençliği anlayamadığımız an dünyadaki işimiz bitmiş demektir." B .Franklin İlk defa 1974 yılında Herbert Reudenberger tarafından keşfedilen tükenmişlik sendromu İngilizce de ''burnout'' yani yanmak, kül olmak manasına gelmektedir. Şarjı tükenmiş insan gibidir velhasıl. Yeniden şarj edilerek hayata karşı istekli, enerjik, karamsar olmayan, çiçek ruhuna kavuşur insan. Peki bir insan nasıl şarj edilir ?, Kimlerde tükenmişlik sendromu daha baskın kendisini göstermektedir? Tükenmişlik Sendromu belirtileri nelerdir ? Tükenmişlik sendromu yaşayan bir insan yaptıklarından tatmin olmamakta , sürekli bir başarısızlık hissiyatı ile dolu bir döngünün ortasında kalmaktadır. Gelecek hakkındaki düşünceleri oldukça karamsardır. Oldukça enerjisiz

Yunus ölümlerinde olağanüstü artış yaşanıyor

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), Şubat ayının son haftasından bu yana Türkiye’nin özellikle Batı Karadeniz kıyılarında tırtak türü yunus ölümlerinde olağanüstü artış kaydedildiğini açıkladı. Vakfa şimdiye kadar 80 yunus ölümü ulaştığı belirtilen açıklamada, "Tırtakların tesadüfi ağa yakalanarak balıkçılık etkileşimi sonucu öldüğü belirlenmiştir" denildi. Son olarak Eyüpsultan’da Karadeniz'den çok sayıda ölü yunusun kıyıya vurması ardından TÜDAV tarafından açıklama yapıldı. Açıklamada, son 1 ayda Türkiye’nin özellikle Batı Karadeniz kıyılarında tırtak türü (Delphinus delphis) yunus ölümlerinde olağanüstü artış görüldüğü vurgulandı. TÜDAV, yunusların tesadüfi ağa yakalanarak balıkçılık etkileşimi sonucu öldüğünün belirlendiğini açıklarken şu bilgilere yer verdi. "Şubat ayının son haftası başlayan süreç, Karaya Vuran Deniz Memelileri İletişim Ağı’mıza gelen ihbarlar ve medyaya yansıyan kayıtlar ile 80 bireyi aşmıştır. Ölümlerin görüldüğü sahiller batıdan doğuya;

Sahurda bu besinlerden uzak durun

Sahurda bu besinlerden uzak durun diyen Diyetisyen Yasin Ayyıldız konu hakkında önemli bilgiler verdi. Ramazan ayı vücudunuzun ve ruhunuzun arındırıldığı bir aydır. Bu ayda yeterli ve dengeli beslenmek çok önemlidir. Çünkü vücudunuz uzun süre aç ve susuz kalmaktadır. Bu durumda kişi yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmezse bağışıklık sisteminde zayıflama, kas kaybı, vücut da yağlanma gibi problemler ortaya çıkmaktadır. Bu problemleri önlemek için kesinlikle sahur yapılmalıdır. Oruç tutarken sahurda fazla tüketmeme rağmen çok acıkıyorum ve bu yüzden kendimi sürekli yemek yemeyi hayal ederken buluyorum şeklinde düşünüyorsanız sahur yaparken bazı besinlerin tüketiminde yanlışlık yapıyorsunuz demektir. Bazı besinleri sahurda oldukça sık tüketiyor olabilirsiniz. Bu durumda sizin kısa süreli tokluk ardından hemen acıkmanıza neden oluyor olabilir. Sahurda bu besinlerden uzak durun Besinlerin lif oranı-glisemik indeksi-glisemik yükü-şeker içeriği-yağ içeriği-pişirme yöntemleri bireyin açlı

50 yıllık Natalie Scheublin cinayet davasında gelişme

50 yıllık Natalie Scheublin cinayet davasında gelişme!... 76 yaşındaki Arthur Massei, Haziran 1971'de evinde ölü bulunan Natalie Scheublin'in ölümüyle ilgili olarak birinci derece cinayet suçlamasıyla suçlandı ve tutuklandı. Parmak izi analizi, günümüzde suçlunun tespitinde kullanılan yöntemlerden biridir. Yapılan araştırmalara göre M.Ö. 1300’lerde ticari kontratların yazıldığı kil tabletlere iki tarafın da parmak basarak imzalarını bıraktıkları biliniyor. Eski dönemlerde parmak izi imza olarak kullanılmış, hatta parmak izi arşivi bile tutulmuş. Kaynaklara göre parmak izi çalışmaları 1880'lerde başlamış. Parmak izi yardımıyla bir cinayetin çözülmesi ilk kez 1892’de Arjantin’de gerçekleşmiş. İşte tam da bu konuda Marc Fortier  ,  Thea DiGiammerino  , Brian  Burnell  ve  Michael Rosenfield tarafından kaleme alınan haber ilginizi çekebilir! 50 yıllık Natalie Scheublin cinayet davasında gelişme 76 yaşındaki Arthur Massei, Haziran 1971'de evinde ölü bulunan Natalie Scheubli

Minik siyah tanenin büyük hikmeti

Bugünki yazımla ilgili çok şey okudum, araştırdım. Araştırdıkça daha çok şey öğrendim, öğrendikçe şaşırdım ve hayran kaldım. Minik siyah tanenin büyük hikmeti. Her sabah soframıza eşlik eden o zeytin ne kadar anlamlıymış. Aynı anda hakkında hem yasa olan hem adı 3 büyük kitapta geçen kaç meyve vardır? Adı mitolojide ve botanikte ölümsüz ağaç olarak geçiyor. Öyle bir şey düşünün ki Akdeniz’in o güzel maviliğinde kurşuni yeşilliği ruhumuzu okşuyor. İlk başta yavaş yavaş büyüyor acelesi yok. Çünkü yolu uzun. En yaşlısının 3000 yıllık olduğu tahmin ediliyor. Öyle kurumaya başladığında da bittiğini zannetmeyin kuruyan yerlerden tekrar yeşil dal veren bir ağaç. Minik siyah tanenin büyük hikmeti Bunca yıl yaşayıp bu kadar dirençli kalabilmeyi başararak mücadele ettiğimiz hayatımızda bizlere örnek teşkil ediyor. Güzelliği de ayrıdır. Yaprakları müthiş bir ahenk içerisinde iki yana açılıyor Toplanmasıda öyle kolay değildi yoksa Sebahattin Ali boşuna der miydi "Buruşuk yüzlü ve her sene bu

Cinayete kurban giden Yağmur Sönmez toprağa verildi

Bakırköy'deki bir alışveriş merkezinin otoparkında Murat Bayırköylü tarafından tüfekle vurularak öldürülen Yağmur Sönmez toprağa verildi.  Bir alışveriş merkezinde 18 Mart günü cinayete kurban giden Yağmur Sönmez için bugün cenaze töreni düzenlendi. Ataköy 5. Kısım Ömer Duruk Camii'ndeki cenazede, Yağmur Sönmez'in ailesi, okul arkadaşları ile Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu da katıldı. Kılınan öğle namazının ardından cenaze, Zeytinburnu Eski Kozlu Mezarlığı'na defnedildi. Cinayete kurban giden Yağmur toprağa verildi "SEVDİĞİMİZ BİR ÖĞRENCİMİZDİ" Yağmur Sönmez'in tarih öğretmeni Tomay Erdoğan ise, "Taş Kolej'de bizden mezun. Kader böyle bir sonla sonlandırdı. Kolay değil. Allah sabır versin, başarılı bir öğrencimizdi. Sevdiğimiz bir öğrencimizdi, iyi bir eğitim aldı. Mekanı cennet olsun" dedi. Yağmur Sönmez'in hocalarından biri de, "Ne olup bittiğini bilmiyoruz ama biz onların üzerine titriyoruz. Bu çocukları yetiştirmeye

Herkes ana olamaz!...

Herkes anne olur ama herkes ana olamaz. Hepimiz biliriz ki anneler kutsal varlıklardır. Bir insanı karnında 9 ay taşıyıp besleyen ve büyüten onu her kötülükten koruyan, evlatlarına hayatı öğreten dünyanın en güzel mesleğidir annelik. Bir profesörün yazısını okudum, anneden annenin kutsal varlık oluşundan, toprak ve vatan olduğundan tarih olduğundan bahsetmiş. Anne kelimesini duyunca aklımızdan çok kalbimiz çalışırmış. Hatta tek kelime ile dünyayı anlat deseler "anne" dermiş. Herkes ana olamaz!... Peki ya annecikler, anneliği beceremeyelere ne demeli? Bu dünyada malesef ki bazı insanlar anne oluyor ama ana olamıyor. Çocuklarını sevmeyenler, onları koruyamayanlar var. Geçmişinde yaşadığı sorunlarla yüzleşememiş, kendisini geliştirememiş kadınlarımız var. Psikolojik sorunları çocuklarını büyütmeye izin vermemiş cahil kadınlarımız var. Çocuk yaşta anne olup anneliği bilmeyenler var. - Kendi annesinden gördüğü kötülüğü, evlatlarına uygulayan dayak atan işkence yapan anneler... -

Çirkin dünyanın sessiz çığlıkları

Çirkin dünyanın en güzel resmidir onlar. Savaşın savurduğu yitik çocuklar, bizlerin bu hayata dair tek umut ışıklarıdır. Dünya onları yok saysa da onlar insanlığı yok sayıp kalbimize verdikleri umudu asla çok görmezler bizlere. Peki ya onlar, artık geleceğe dair umutlarını yeniden yeşertebikecekler mi? Bir çok insanın görmeye dahi tahammül edemediği ne çok kötü şeylere maruz kaldılar, ne çok korkularını minik kalplerinin atışında sakladılar. Bir çocuğun kalbine ürperti verecek kadar zalim olan kim varsa kıyamete kadar kutuplaşacağım. Çirkin dünyanın sessiz çığlıkları Savaşın çocukları, korku dolu bakışlarına binbir türlü feryadı gizlerken, dünya nasıl bukadar sessizliğe gömülebiliyor, nasıl? Çocukların zulme uğradığı bir dünya sözde adalet safsataları ile kimseyi aldatmaya yeltenmesin artık. Bombaların sesleri değil, çocukların çığlıkları ürkütmeli insanlığı. Yazar: Ayşe Mengir #çirkindünya #çocuklar #minikkalpler #savaş #savaşınçocukları #yitikçocuklar https://haberton.com/cirkin-d

Yaşlılık değil de istenmemek zor!

Yaşlılık değil de istenmemek zor!... Yaşlılık ne zormuş diyeceğim kaç kere yaşlandın diyeceksiniz. Görmem bile yetti anlamama. Oysa yaşlılar en mutlu etmemiz, en çok sahip çıkmamız gereken canlılardı. Malesef onu da başaramadık. Oysa bebekken bize bakmadılar mı ? Dişlerimiz yoktu konuşamıyorduk. Derdimizi anlatamıyorduk. Anlamadılar mı bizi ? Yürüyemiyorduk. Elimizden tutup yürümeyi öğretmediler mi ? Altımızı kaç kere ıslattık kim bilir. Kim bilir kaç kere kustuk. Tiksinmeyip temizlemediler mi? Yaşlılık da bebeklik gibiydi. Dişleri döküldü, altını ıslattılar, ayakları tutmaz oldu. Biz anlayamadık onları. Ama onlar bizi anlamıştı. Hem de leb demeden üstelik. Şu ölümlü dünyada merhametli olamadık. Kim bilir ne kadar daha görecektik yüzlerini? Kim bilir ne kadar daha duyacaktık seslerini? Yüreğimize de evlerimize de sığdıramadık. İstemedik yanımızda. Gözlerin de o üzüntüyü acıyı görmemize rağmen attık bir kenara. Tek başlarına bıraktık. Tatlı sohbeti, güler yüzü çok gördük. Onlar bize on

Gücünü kalbinden al Handan kum saatin sona doğru tükenirken

Gücünü kalbinden al Handan kum saatin sona doğru tükenirken... Bir kitabın son sayfasını okumayı hiç istemem… Sonları sevmem ben… Bitmeleri, vedaları, köşeden dönerken sallanan eli son kez görmüş olmayı, son sözü dinlemeyi, son vedayı istemem; istemeyen kalbim... Hem o anda hem sonrasında… Ama ne çok son yaşıyoruz ne çok… Münevver mavi kazağını da yerleştirdim bavula… Duymuyordum annemi, duymak istemiyordum; çünkü ertesi sabah çekip gidecektim İzmir’e… Yine son kez bakacaktım anneme ertesi sabah kalbim boğazımda çarparken, boğazım ve gözlerim dolarken… Kaç kez son kez baktım anneme, aileme… Sonların acısı ile büyümek… Sokaktan geçen kumral saçlı bir bahar serserisine son kez bakmış olmanın eksikliği… Hep eksik, bir daha geçmedi o sokaktan; tamamlamadı, tamamlanamadım… İnsan evli iken de eksik hisseder mi, hissediyor… Ah ben Münevver, kendimi kontrol edebiliyorum ama kalp bir direksiyon değil ki tutup çevireyim… Bilmem anlayan olur mu? Anlaşılmak hiçbir zaman bir gereklilik olmamalı… Ru

Bergen filmi ve kadına şiddet

Dün Bergen filmini izledim. Geçen hafta sinema hakkımı Batman'den yana kullanınca Bergen bu haftaya kaldı. İş günü mesai saati olmasına rağmen salon tıklım tıklımdı. Satılmayan son üç koltuk kalmıştı gişeye gittiğimde. Anlaşılan hayattayken kasetleri bir milyon satıp rekor kıran Bergen hayatının sinemaya uyarlandığı filmiyle de gişe rekoru kıracak. Farah Zeynep Abdullah Bergen rolünde müthiş. Bergen'in eşini ve belalısını oynayan Erdal Beşikçioğlu da kötü adam rolüne öyle bir girmiş ki filmi izlerken ondan nefret ediyorsunuz. Bu bir kadına şiddet filmi. Bergen'in yaşadığı eziyetleri ve dramı izliyorsunuz. Salonda filmi izleyen genç çiftler ve küçük çocuklarda vardı. Bu filmi izleyen erkekler bir kadının yaşadığı acılara şahit olarak belki de eşlerine, kız arkadaşlarına olası bir kötü muameleden vazgeçecekler. Bergen filmi ve kadına şiddet Sinemanın ve romanların böyle bir işlevi var. İzleyiciyi veya okuyucuyu hikayenin içindeki kahramanlarla empati yaptırıp roleplay oyunu

1 milyon çocuk savaştan kaçarak başka ülkelere sığındı

UNICEF açıklamasında, "1 milyon çocuk savaştan kaçarak başka ülkelere sığındı" vurgulandı. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaşın ülkedeki yaklaşık 7.5 milyon çocuğun yaşamını tehdit ettiğini belirtip 1 milyon çocuğun savaştan kaçarak başka ülkelere sığındığını açıkladı. 1 milyon çocuk savaştan kaçarak başka ülkelere sığındı UNICEF açıklamasında “Ukrayna'daki savaş, ülkenin 7,5 milyon çocuğunun yaşamları ve esenliği için acil ve büyüyen bir tehdit oluşturuyor. Savaş yoğunlaştıkça insani ihtiyaçlar her geçen gün katlanarak artıyor. Çocuklar öldürüldü. Çocuklar yaralandı. Aileleri çaresizce güvenlik ve koruma aradığı için 1 milyondan fazla çocuk Ukrayna'dan kaçtı” ifadelerini kullandı. Savaş sebebiyle evlerin, okulların, yetimhanelerin ve hastanelerin tahrip olduğunu belirten UNICEF, Ülkedeki altyapı tesislerinin zarar görmesiyle milyonlarca insanın temiz suya erişemediğini vurguladı. Yazar: Haberton #birleş

Tebrikler Demet Evgar!

Senelerdir rol aldığı her projede beğeni toplayan başarılı oyuncu Demet Evgar ülkemizi uluslararası bir görevde temsil edecek. Tebrikler Demet Evgar! Birleşmiş Milletler Kadın Birimi, başarılı oyuncu Demet Evgar 'ı, Türkiye adına iyi niyet elçisi ilan etti. Kadın hakları, kadına şiddet ve toplumsal cinsiyet konularında bir çok sosyal sorumluluk projesinde aktif rol alan Evgar, artık uluslararası alanda bu çalışmalarına ülkemizi temsil ederek devam edecek. Demet Evgar, 8 Mart Dünya Kadınları Günü öncesi kendi sosyal medya hesabından paylaştığı #BenKadinim adlı çalışmasıyla da büyük bir destek görmüştü. Yazar: Çağdaş Özgül #benkadınım #birleşmişmilletler #demetevgar #iyiniyetelçisi #kadınhakları #kadınaşiddet #oyuncu https://haberton.com/tebrikler-demet-evgar/

Tüketici davranışlarının son noktası tüketim kültürü!

İktisadi mal ve hizmetleri belirli bir ücret  karşılığında satın alarak, kullanan kişiler olan tüketici davranışlarının son noktası tüketim kültürünü konuşalım istedim… Daha çok çalışan, daha çok tüketen bir toplum olduk sanki!... Üretmek için çalışan, yaşamak için tüketen insanlar yığını… Medya ve sosyal medyada tüketime programlanan insan figürleriyle; Tüketim Temelli Toplum yaratma çabası, Tüketimin hedeflerinin üretimine yönelik sempati uyandırma, Daha fazla  tüketim yapılmasını sağlayan üretim ortamları oluşturma, Borç yapmanın, kredi almanın, normal bir davranış biçimi olarak toplumda yaygınlaştığını görmekteyiz. tüketim kültürünün topluma; yanlış empoze edilmesiyle birlikte  tüketim, " Tüketim Çılgınlığı " halini aldı. İnsan sadece eşya değil birbirini de tüketmeye başladı maalesef!... Bu şekilde gelişen tüketim kültürü; haz duygusunu dönüştürerek cinsel ürün yelpazesi yaratmıştır. Kötü olan yanı ise ilkel hazcılığı sınırsızlığı ve hovardalığı meşru kılmıştır toplum

Yenilenebilir Enerji artık zorunluluk

Yenilenebilir Enerji artık zorunluluk. Günümüz koşullarında yenilenebilir enerjinin geldiği yer bizim ülkemiz için hala yeterli değil. Ancak yaşanılan son Ukrayna Rusya çatışmasında sonra alternatif enerjiler gündemdeki önemini arttırdı. Dünyanın genelinde son otuz senedir gündemdeki yerini koruyan küresel ısınma , ülkeleri karbon enerji kaynaklarından daha masum olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneltiyor. Küresel ısınma tanım itibariyle fosil yakıtı emisyonlarının atmosferdeki güneş ışınlarını absorbe ederek ısının uzaya dağılmasını engellemesi ve atmosferi ısıtması sonucunda oluşan ısınmadır. Uzun zamandır bilinen küresel ısınma inkar edildi ve görmezden gelindi ancak zamanla oluşan ısınma artık inkar edilemeyecek bir noktaya ulaşınca mecburen ülkeler bir takım önlemler almaya başladılar. Ancak herkes biliyor ki küresel ısınmadan tek kurtuluş yolu fosil yakıtlarını sınırlandırmaktan geçiyor. Otomobil fabrika ve yerleşim yerlerinde kullanılan enerji ne kadar masum olursa o k