Ana içeriğe atla

Bergen filmi ve kadına şiddet

Bergen filmi ve kadına şiddet

Dün Bergen filmini izledim. Geçen hafta sinema hakkımı Batman'den yana kullanınca Bergen bu haftaya kaldı.



İş günü mesai saati olmasına rağmen salon tıklım tıklımdı. Satılmayan son üç koltuk kalmıştı gişeye gittiğimde. Anlaşılan hayattayken kasetleri bir milyon satıp rekor kıran Bergen hayatının sinemaya uyarlandığı filmiyle de gişe rekoru kıracak.



Farah Zeynep Abdullah Bergen rolünde müthiş. Bergen'in eşini ve belalısını oynayan Erdal Beşikçioğlu da kötü adam rolüne öyle bir girmiş ki filmi izlerken ondan nefret ediyorsunuz. Bu bir kadına şiddet filmi.



Bergen'in yaşadığı eziyetleri ve dramı izliyorsunuz. Salonda filmi izleyen genç çiftler ve küçük çocuklarda vardı. Bu filmi izleyen erkekler bir kadının yaşadığı acılara şahit olarak belki de eşlerine, kız arkadaşlarına olası bir kötü muameleden vazgeçecekler.



Bergen filmi ve kadına şiddetBergen filmi ve kadına şiddet

Sinemanın ve romanların böyle bir işlevi var. İzleyiciyi veya okuyucuyu hikayenin içindeki kahramanlarla empati yaptırıp roleplay oyunu gibi gerçek hayatta yaşamadığı ama yaşayabileceği senaryoları deneyimlemesini sağlayarak bir olay hakkında olayı yaşamasına gerek kalmadan tecrübe kazanmasına ve kişisel olgunluk açısından tıpkı bir bilgisayar oyununda ki gibi level atlamasına olanak sağlıyor.



Yani aslında bir film sadece bir film değildir. Bir filmden ötesidir. Bergen filmi de bu kategoride. Kadına şiddet ve kadın cinayetleri hakkında büyük bir farkındalık yaratacak bir eser olmuş.



Bergen'in yüzüne kezzap atan, bir gözünü kaybetmesine sebep olan daha sonra da onu silahıyla vurup öldüren katil Halis Serbest sadece 7 ay cezaevinde yatıp çıkmış. Ben cezamı çektim gibi acayip açıklamalar yapıyormuş. Kadına şiddet bundan 30 yıl öncede bu ülkenin sorunuymuş, bugün de sorun.



Katillere hak ettikleri cezalar verilmedikçe kadına şiddet son bulmayacaktır. Son olarak: #İstanbul Sözleşmesi Yaşatır



Yazar: Onur Savaş

#bergen #bergenfilmi #erdalbeşikçioğlu #farahzeynepabdullah #kadınaşiddet
https://haberton.com/bergen-filmi-ve-kadina-siddet/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den