Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İkinci el otomobil piyasasında son durum

İkinci el otomobillere olan rağbet her geçen gün artıyor. Bu durumun en önemli sebebi ise sıfır araç fiyatlarının artması oldu. Oto alım satım uzmanı Muhammed Can Dündar, ikinci el araç alırken dikkat edilmesi gereken konularda uyardı.İkinci el otomobil piyasasındaki son durumu değerlendiren Metay Garage oto alım satım uzmanı Muhammed Can Dündar, “Son zamanlarda ikinci el otomobil sektörünün en büyük sıkıntılarından birisi araç fiyatlarının her geçen gün artmasıyla birlikte kar payının azalması oldu. Ederinden fazla fiyatlarla satışa çıkarılan araçlar piyasada artışa sebep oluyor. Aracın fiyatı yaklaşık bir ay sonra ’a kadar yükselebiliyor. Esnaf bu durumda aldığı aracı ertesi ay aynı fiyata bulamıyor. Ayrıca günümüzde geniş bir kitle kar etmek amacıyla bu iş sektörüne yöneldi. Dolayısıyla fırsatçılar çoğaldı. Araç satın almadan önce mutlaka piyasa araştırması yapılmalı” şeklinde konuştu.Oto alım satım uzmanı Muhammed Can Dündar, ikinci el araç alırken dikkat edilmesi gereken konularda

90'larda çocuk olmak

90'larda çocuk olmak susam sokağı demekti. Sürekli kavga eden Edi ve Büdü iştahlı bir kurabiye canavarı aklıma geliyor.Ben çocukluğumu seviyorum çünkü mutluydum. Her şey daha saf ve temizdi. Daha kolaydı paylaşmayı biliyor birbirimizi gerçekten seviyorduk çok zengin değildik aile hayatlarımız yakındı birbirimize. Tanıdık perdeler camlarımıza asılıydı ilk defa kumandalı televizyonumuz olmuştu. Genelde çocuk olmak doksanlarda susam sokağı demekti. Sürekli kavga eden Edi ve Büdü iştahlı bir kurabiye canavarı aklıma geliyor.Elektrikler sıkça kesilirdi. Pilli el fenerleri her ev de bazı evlerde gaz lambası vardı. Kapı girişlerinin yuvarlak örgü paspasları daha çok ananelerimizin kızlarına çeyiz ördüğü ya da artmış iplerden değerlendirilmiş paspaslardı. Sobalar kışın vazgeçilmezi üstünde pişen kestaneler demlenen çaylar . Banyolar soğuk olurdu. Ya da sobalı banyolarda ya da leğende sobanın yanında yıkanırdık sıcak su akmazdı çeşmelerimizden. 90'larda çocuk olmakHafta sonları ha

Çocuklarda ekran maruziyetinin etkileri

Son yıllarda hayatımızın büyük kısmını ekranların karşısında geçiriyoruz. Ekran maruziyeti özellikle çocukarda yoğun olarak artmaya başladı. Öncelikle; ekran kelimesi ile televizyon, tablet, telefon ve bilgisayar gibi tüm ekranlı cihazları kastediyorum. Çocukların ekran karşısında vakit geçirmeleri ile ilgili farklı değerlendirmeler mevcuttur. Bir kısım yazarlar ekran mazuriyetini erken yaşlarda gelişimsel basamakları sekteye uğrattığını ve çocukların yaratıcılıklarını azalttığını vurgulamışlardır. Fakat, son yıllarda bazı çalışmalarda ise sanal ortamda çocukların gelişimsel dönem ihtiyaçlarına ve öğrenme özelliklerine göre geliştirilen uygulamaların yararlı olabileceği göstermiştir. Bu yazıda yapılan iki farklı çalışmayı değerlendirmek istiyorum.2022 yılı Nisan ayında ABD'de yapılan çalışmada; 9-10 yaşlarında 11 bin çocuk takip edildi. Bu çocukların tablet, telefon ve video oyunlarını oynadıkları süre ile bilişsel aktiviteleri ve beyin zarları ölçümleri değerlendirildi. Günde 2 sa

Dayatılmış görsellik algısı ve Sosyal Medya

Dünya genelinde dayatılmış görsellik algısı nedeniyle 16-20 yaş aralığı ergenlik sürecindeki gençlerin ya depresif yada bir takım psikolojik rahatsızlıklar içinde olduğu görülüyor. Bizleri sadece fiziksel görünüm üzerine düşünmeye iten toplumsal bir psikolojik şiddet ortamının içerisindeyiz. Özellikle son 5 yıl içerisinde sosyal medya ortamlarının mükemmele yakın bir kadın prototipleri yüzünden tüm kadınlarımızın psikolojik ve sosyokültürel baskı altında olduğunu düşünüyorum. Estetik görsel illüzyon dünyası kadınlarımızı tek tip kalıplaşmış ve birbirine benzeyen makyaj teknikleri, photoshop uygulamaları ile kişiyi kendine ait olan öz benlik bilincinden uzak tutuyor. Çünkü her birey sosyal medya ortamında beğenilen paylaşımlar ve gösterilen güzellik algısına uymalı ve bu kavrama uygun olmayanlar eleştirilmeliydi. 28 yaşındayım, sosyal medyanın dayatmış olduğu görsellik algısından seneler önce olumsuz yönde etkilendiğim dönemler oldu. Elbette ki bu süreç kendini kabul sürecini zorlaştıra

Altın neden geriliyor?

Ons altında yükseliş trendi ne zaman başlayacak? Altın neden geriliyor? Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy konu hakkında kritik bilgiler verdi.Emtia fiyatlarında artan jeopolitik risklere karşın dolar endeksindeki güçlenmenin sürmesi ile satış baskısının sürdüğü gözlenirken, geçen hafta yüzde 2,1 değer kaybeden altının ons fiyatı, yeni haftaya da düşüşle başladı ve 1.915 dolar seviyesine geriledi. Ekonomist-Finans Uzmanı Murat Özsoy, altındaki hareketi açıkladı ve beklentilere işaret etti.Küresel piyasalarda jeopolitik riskler ve merkez bankalarının para politikalarında beklenenden daha şahin adımlar atacağına ilişkin endişelerle baskı sürüyor.Emtia fiyatlarında artan jeopolitik risklere karşın dolar endeksindeki güçlenmenin sürmesi ile satış baskısının sürdüğü gözlenirken, geçen hafta yüzde 2,1 değer kaybeden altının ons fiyatı, yeni haftaya da düşüşle başladı ve 1.915 dolar seviyesine geriledi.Ons altında yükseliş trendi ne zaman başlayacak? Altın neden geriliyor? Ekonomist-Finans U

Stajyer iş insanı

Bir genç olarak stajyer iş insanı olmak istiyorum!  Ülkemizde vizyonlu ve katma değer katan iş insanları görmek istiyorsak geliştirilmiş iş insanı stratejilerini yaratmalıyız ve genç fikirlerin motivasyonu olacak çözümler bulmalıyız.İş insanı yetiştiren bir toplum sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın tam ortasındadır.Bir ülkenin ekonomik kalkınma modellerinin temelinde, sermayenle ortaya koyduğun ürünü ne kadar ürettiğin ve onu dünya pazarına ne derece sunduğun çok önemlidir. Bu temelin ana yapısını oluşturan iş insanlarıdır. Bizler bu temel üzerinde katlar inşa etmek istiyorsak temelimizin sağlam ve sürdürülebilir olması gerekir. Tam da bu noktada ülkemizde üreten ve pazarlayan iş insanı sayısı ne yazık ki çok azdır fakat iş insanı olmak isteyen yüzbinlerce genç ve vizyonlu fikir vardır. Bu genç ve vizyonlu iş kurma fikirleri bir süre askıda kaldıktan sonra yeteri kadar maddi ve manevi desteği bulamayınca maalesef askıdan düşüyor. Sizce temelimiz sağlam mı?Stajyer iş insanıBir genç ola

Sahte dolara dikkat

Teknoloji olanakları kullanan kalpazanların, daha kaliteli sahte paralar üretmeye başladığı öğrenildi. Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş, "Çok kaliteli sahte dolarlar basmaya başladılar. Hatta öyle bir hale geldi ki, döviz büfelerinde çalışanlar bile anlamıyor" dedi. Son teknolojiyi kullanılarak üretilen sahte paraların çıplak gözle anlaşılmasının mümkün olmadığını belirten İslam Memiş, "Daha önceki sahte paraları insanlar, biraz dikkat ederek çıplak gözle ayırt edebiliyordu. Bugünkü teknolojik imkanlar karşısında sahte doların ayırt edilmesi neredeyse imkansız. Bizim gibi uzmanların bile çok dikkat etmesi gerekiyor. Hatta bunu destenin arasına koysanız, çoğu dövizci ve tüccarın gözden kaçırma olasılığı çok yüksek. Para sayma makinelerinden hızlıca geçiyor. Hatta ATM'lerden geçtiği bilgisi bile kulaklarımıza geliyor. Örneğin bu elimdeki sahte dolar, sesine, kabartmalarına baktığınız zaman birebir taklit, çok kaliteli bir sahte basım yapmışlar" diye konuştu.&quo

Kalıcı makyaj nedir? Nasıl uygulanır?

Elvanca Kaş Atölyesi Güzellik Uzmanı ve Kalıcı Makyaj Eğitmeni Elvan Çetinkaya Atlık, kendine özen gösteren kadınların gözdesi haline gelen kalıcı makyaj hakkında önerilerde bulundu.Son zamanlarda kadınlar tarafından yoğun ilgi gören kalıcı makyaj, özellikle çalışan ve makyaja zaman ayıramayan kadınlar tarafından sık tercih ediliyor. Kalıcı makyaj kaş, kirpik ve dudak bölgelerine sık uygulanan ama bunlar dışında daha pek çok bölgeye de uygulanabilen bir yöntemdir. Güzellik uzmanı ve kalıcı makyaj eğitmeni Elvan Çetinkaya Atlık, kalıcı makyaj ile ilgili merak edilen; Kalıcı makyaj nedir? Nerelere uygulanır? Kalıcılığı ne kadardır? Kullanılan boyalar nelerdir? gibi merak edilen sorulara yanıt verdi.Elvanca Kaş Atölyesi Güzellik Uzmanı ve Kalıcı Makyaj Eğitmeni Elvan Çetinkaya Atlık, kendine özen gösteren kadınların gözdesi haline gelen kalıcı, makyaj hakkında önerilerde bulundu.Kaşların birçok sebepten dolayı dökülebileceğini veya dudakların renginin yaş aldıkça gidebileceğini söyleyen Ç

Kadın kadına karşı

Yazımın başlığının "kadın kadına karşı" olmasının sebebi okuduğum bir haberde geçen, kanımı donduran cümlelerdi. Ama o cümlelere geçmeden önce bir kaç bir şey söylemek istiyorum. Kadına şiddet, kadın hakları üzerinde durulması gereken çok önemli bir konudur. Maalesef ülkemiz bu durumdan çok çekmiştir. Ülkemizdeki kadınlarımız maalesef bu durumdan çok etkilenmiştir. Ve maalesef etkilenmeye de devam ediyor. Yazımıza aşkın son büyük ozanı Neşet Ertaş'ın şu güzide sözüyle başlayalım. "Kadınlar insandır, erkekler insanoğludur." Yazının başlığının böyle olmasına sebep olan okuduğum bir haberde geçen, kanımı donduran cümlelerdi. Ama o cümlelere geçmeden önce bir kaç bir şey söylemek istiyorum. Kadınlar hayatta hem sözlü hem de fiziki olarak şiddete uğruyor. Kadınlar hayatta hem sözlü hem de fiziki olarak tacize uğruyor. İnsanlıktan nasibini almamış şeref noksanı, haysiyetsiz kişiler tarafından maalesef tecavüze uğruyorlar. Tecavüze uğrayan kadınlar çok ağır travma geçi

Plastik kıta

Bizi kolay tüketen bir nesil yapma yolunda işlerimizi son derece pratikleştirme hususunda uzman olan plastikler, gündelik rutinlerimizi o kadar kolaylaştırıyor ki; her sektörden üretimde bulunan şirketler insanlığa sunmaktan geri duramıyor. Bundan dolayı çevre yi koruma adına bir hareket olarak; çevrenin korunması, çevre kirliliği nin önlenmesi ve giderilmesi için plastik poşet, plastik ambalaj kullanımının azaltılması için Ocak 2019'da plastik alışveriş poşetleri tüketiciye ücretli olarak satılmaya başlanmıştı. Bununla beraber, artık zincir market ve zincir mağazalar plastik poşetlerin yanında kâğıt, file veya bez çanta ve benzeri alternatif çok kullanımlık taşıma malzemeleri bulundurmak zorunda olacaktı. Söz konusu malzemeler, vatandaşların görüp kolayca erişebilecekleri şekilde kasa yakınlarına yerleştirilecekti. Buna dayanarak haydi hep beraber takkemizi önümüze koyarak bir düşünelim. Sadece alışveriş poşetlerinin ücretli olması ile çevre bilincimiz nasıl gelişti yıllar içinde?

Hayallerinizi nasıl keşfedebilirsiniz?

Hayaller, gelecek zamanda ulaşmak istediğiniz bir varış noktasıdır. Zihninizde tasarladığınız hayallerde genellikle kusursuzluk ön plandadır. Yeterince zaman, para ve fırsata sahip olsaydınız, hangi hayalleri gerçekleştirmek   isterdiniz? Bunu bilebilecek tek kişi sizsiniz. Çünkü hayaller kişiye özeldir. Hayalleriniz aslında size çok uzak olan hedeflerden ibaret değildir. Yapmanız gereken sadece hayallerinizi keşfetmek! Hayallerinizi Keşfetmenin 3 Adımı Herkesin mutlaka geleceğe yönelik farklı beklentileri vardır. Ancak, bunların birer hayale dönüşmesi ve ulaşılabilir hedefler haline gelmesi için biraz çaba sarf etmeniz gerekir. Gelecekte neler yapmak istiyorsunuz ve nasıl bir hayatınız olmasını istiyorsunuz? Aşağıdaki adımları takip ederek ve biraz beyin fırtınası yaparak hayallerinizi keşfedebilirsiniz.   1. Hayal Kurmak İçin Sessiz Bir Ortam Bulun Hayal inizi keşfetmenin ilk adımı sessiz bir ortamda gelecekte olmak istediğiniz versiyonunuz üzerinde düşünmektir. Örneğin gelecekte nas

Gelecek kaygısı ile mücadele

Ankara’nın “İlk Nörobilim Uzmanı”  ünvanına sahip Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunu Uzm. Dr. Nöropsikolog Merve Gülkan, hayatına yön verme aşamasında olan gençlerin yaşadığı gelecek kaygısına dair önerilerde bulundu. Bilge Beyin Psikoloji ve Dikkat Geliştirme Uzm. Dr. Nöropsikolog Merve Gülkan, kaygıyı şu şekilde açıklıyor; "Kaygı; kişinin kendisini kontrol edemeyeceği durumlardaki kontrol etme arzusu, buna karşı diğer her şeyi yok sayıp sadece hayatında olabilecek şeyleri planlamaya dair üzerinde hissettiği baskıyla bunu psikolojik olarak hissetmesi durumudur. Bu nedenle de günlük işlevselliğinde bazı bozulmalara neden olmaktadır. Aslında insanın yapabileceği bir sorumlukta kendi duygularını ve kaygılarını işin içine katmasından kaynaklı yapamama durumu olarak da nitelendirebiliriz". Gelecek kaygısı ile mücadele “Kaygı hayatın her alanında vardır” Kaygının her alanda yaşanabileceğine vurgu yapan Gülkan, "Kaygı hayatın her alanında vardır. Ama insanlar bunu

Güneşin batmadığı imparatorluk

Güneşin batmadığı topraklar veya güneşin batmadığı imparatorluk: Nasıl olur da güneş batmaz. Nasıl olur da güneşin batmadığı bir yer bulunabilir. Oradaki insanlar hep gündüzü mü yaşar yoksa. İngiltere ; sömürü dünyasının bir numaralı ismi. Güneşin batmadığı imparatorluk sözünün muhatabı. Belki bu söz kulağa hoş gelebilir. Belki bu söz ahım şahım bir söz olabilir. Ama gelin sizin ile buzdağının diğer kısmına bakalım. İngiltere şuan sahip olduğu maddi gücünün büyük bir kısmını, zamanında sömürgesi altındaki ülkelerden kazanmıştır. Ve dolaylı yoldan şuan bile kazanmaya devam etmektedir. Sömürdüğü çoğu ülke Afrika ülkesidir. İngiltere misyonerlik faaliyetleri adı altında onlarca Afrika ülkesine gitti. Ama onlara kan ve göz yaşından başka hiç bir şey vermedi. Nitekim 1894-1978 yılları arasında yaşamış olan Kenya kurucu devlet başkanı Jama Kenyatta içi  acı dolu  kelimelerden oluşan şu sözü söylüyor. "Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil , bizim elimizde topraklarımız vardı. Bize, g

İstanbul Sözleşmesi nedir?

İstanbul Sözleşmesi Nedir? Türkiye'nin sözleşmeden çekilme süreci ve olaylara bakış. İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR? Sözleşme, Avrupa konseyi tarafından desteklenmekte ve taraf olan devletleri hukuki boyutta bağlar niteliktedir. Sözleşme beş temel ilkeden oluşmaktadır. Bunlar; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili iş birliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Taraf devletlere şiddeti önleme yükümlülüğü getiren bu anlaşma; cinsiyet, cinsel yönelim, mülteci, yaş, sağlık, cinsel kimlik ayrımcılığı yapmadan bunları uygulama konusunda vurgu yapmaktadır. Birçok düzenlemeye nazaran İstanbul Sözleşmesini bütün metinlerden ayırt eden bir durumu vardır. İstanbul sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık konularında yapılmış en kapsamlı tanımlara sahiptir. Kadına karşı şi

Sevginin ve gerçeğin peşinde

Ahbap bir kelimeden çok daha fazlası. Ahbap bir sivil toplum kuruluşu. Ahbap gönüllere köprüler kuran bir oluşum. Ahbap sevginin ve gerçeğin peşinde olanların bir araya geldikleri yer. Ahbap dil, din, ırk ayrımı yapmayan bir sevgi çemberi. Ahbap siyaset ile yan yana gelmeyecek bir hareket. Ahbap'tan bahsetmişken onun kurucusundan bahsetmemek olmaz. Evet içinizden Ahbap'ı bilenler veya duyanlar vardır. Belki de Ahbap gönüllüsüsünüzdür. Ahbap'ı bilmeyenlerin, hiç duymayanların da içlerinden acaba Haluk Levent mi dediğini duyar gibiyim. Evet Ahbap'ın kurucusu Haluk Levent. Gelin size kısaca Ahbap'ın kuruluş öyküsünden bahsedeyim. Haluk Levent ülkemizdeki en güvenilir insanların başında geliyor. Durum böyle olunca yaklaşık 5 yıl önce sosyal medyada şöyle bir durum meydana geliyor. Haluk Levent'e ithafen "abi parti kur oy verelim" deniliyor. Bir şakadan yola çıkılarak Ahbap bugünkü şeklini alıyor. 31 Temmuz 2017 tarihinde Ahbap Derneği,  Platformu kuruluyor

Şile'de öldürülen Gözde'ye katil 3 seçenek sunmuş

Şile'de öldürülen Gözde'ye katil zanlısı eş 3 seçenek sunmuş. "Sana 3 hak veriyorum. 'Ya denize atıp kendini öldüreceksin ya benimle geleceksin ya da Yalova'ya annene gideceksin' demiş." Şile'de boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından öldürülen 33 yaşındaki Gözde Çelen'in cenazesi, yakınları tarafından Adli Tıp Kurumu'ndan alındı. Şile'de öldürülen Gözde'ye katil 3 seçenek sunmuş Çelen'in teyzesi Havva Çelen, "Darbederek götürmüş. Öncesinde, sana 3 hak veriyorum. 'Ya denize atıp kendini öldüreceksin ya benimle geleceksin ya da Yalova'ya annene gideceksin' demiş." diye konuştu. Sancaktepe'de yaşayan Mustafa Çelen, boşanma aşamasında olduğu eşini konuşmak amacıyla kiraladığı otomobille dün Şile'ye götürdü. Mustafa Çelen, Şile Vadi Plajı yolundaeşi Gözde Çelen'i 9 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Biri 8 diğeri 10 yaşında iki çocuğu olduğu öğrenilen Gözde Çelen'in cenazesi bugün yakınları tarafından

Türkiye'nin yarısı uykusuz

Türkiye’nin de dahil olduğu 2021 yılı Dünya Sağlık Araştırması sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre Türkiye'nin yarısı uykusuz. BAREM’in global ortağı WIN Grubu ile birlikte 39 ülkede gerçekleştirdiği Sağlık Araştırması, pandeminin yol açtığı tüm olumsuzluklara rağmen dünyada beş kişiden dördünün kendini sağlıklı hissettiğini ortaya koyuyor. Dünya ortalamasına göre nüfusun yüzde 77’sinin sağlıklı hissettiği araştırmada, Türkiye’de kendini sağlıklı hisseden insanların oranı yüzde 76. Araştırmaya göre, dünyada üç kişiden ikisi kaliteli uykunun keyfini çıkarırken, Türkiye’nin yarısı uykusuz. Dünya nüfusunun yüzde 33’ü stres altında olduğunu söylerken, Türkiye’de gergin olanların oranı yüzde 40. 2019 yılının sonunda Çin’de ilk vakanın görülmesini takiben tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi henüz tamamen sona ermiş değil. Aşılanma oranının artmasıyla salgın kontrol altına alınmış gibi görünse de çıkan yeni varyantlar ve bulaş hızı nedeniyle belli önlemler tüm dünyada deva

Cilt bakımında bu hataları yapmayın

Cilt sorunlarına karşı, kulaktan duyma bilgilerle çözüm aramak yerine mutlaka bir dermatologdan yardım alınmalıdır. Evde cilt bakımı yaparken, bu doğru bilinen yanlışlardan kaçının. Bakımlı bir cilt sadece estetik açıdan değil sağlığınız açısından da oldukça önemlidir. Cildinize uyguladığınız yanlış ürünler neticesinde sağlığınızı da olumsuz etkilemiş olursunuz. Etrafımızda cilt bakımı ile ilgili pek çok öneri ve söylemler vardır. Pek çok insan ‘doğal yöntem’ adı altında cildine bakımı yaptığını düşünürken aslında zarar vermektedir. Peki bu yanlışlar nelerdir? Cilt bakımında nelere dikkat etmeliyiz? Gelin birlikte inceleyelim.. Limon: Ciltte yanıklara neden olur Cilt bakımında bu hataları yapmayın Pek çok kişinin yüzüne uyguladığı limon , yüzün ph değerini düşürdüğü için yüze sürülmesi uygun bir madde değildir. Limonun halk arasında, sivilceyi kuruttuğuna, lekeleri geçirdiğine ve cildi beyazlatıcı etkisi olduğuna inanılıyor. Ancak uzmanlara göre fazla asit içerdiğinden dolayı, cilde y

Sıkı Dostlar!

Hollandalı sokak hayvanı vakıflarının 2010'da attığı adım sayesinde tam 12 yıldır sokak hayvanlarının sorunlarına dikkat çekiliyor. Peki, biz sıkı dostlarımıza ne yapıyoruz? Gelin yakından bakalım. Sözde değil özde kalması gereken sokak hayvanları konusu ne yazık ki tam anlamıyla idrak edilebilmiş değil. Günümüz Türkiye 'sinde sokakta bakıma muhtaç hayvanların oranı yaklaşık 10 milyon civarında. Kapının önüne bir kap su, bir kap mama bırakamayan, bırakıldığında dahi ona bile saygı duymayan, döven ve hatta iğrençleşip tecavüz edip öldüren insanlık dışı kimseler yüzünden sokak hayvanları güvende olmadığı gibi, ülkemizin ne denli sapkın olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. Kendisine dahi saygı duymayan kişilerin sesi soluğu çıkmayan hayvanlara karşı duyarsız oluşu vicdanın sadece lafta kaldığının göstergesi. Yaşam hakkı denilen bu ağır tabirde neden onlara saygı duymuyor, kasti olarak canlarını yakıyoruz? Biz kimiz? Allah'ın yarattığı ve "Onlar benim sessiz kullarımdır!

Kendi ordusuyla savaşan ülkenin trajikomik hikayesi

Şebeş savaşı , tarihe geçen kendi ordusuyla savaşan en trajikomik savaşlardan biri olarak kabul ediliyor. Herhangi bir ordunun içinde farklı gruplar arasında iç savaş olabilir, belki darbedir diyebilirsiniz ama bu hikaye biraz farklı, biraz da trajikomik... Avusturya ordusunun adeta kendi bacağına kurşun sıktığı bu savaşta, Osmanlı ordusu tek bir kurşun bile atmadan tarihimizin en kolay zaferlerinden birini kazanmış görünüyor. Tarihin en ilginç savaşlarından Şebeş Savaşı'nın hikayesi ne? Avusturyalı tarihçilerin savaştan uzun bir zaman sonra yazdığı kaynaklar ile Osmanlı kaynakları birbirinden farklı. Günümüze kadar gelen ve tarihin en ilginç savaşlarından biri olarak görülmesine neden olan Avusturya kaynaklarından aktarılan hikayeye göz atalım. Avusturya ordusu, Tuna nehrinin kontrolü için Osmanlı ordusuyla savaş halindeydi. 17 Eylül 1788 gecesi, günümüzdeki Romanya’nın Karanşebeş kasabası yakınlarında kamp kurmuştu. Avusturya ordusunun başkomutanı 2. Joseph, Osmanlı kuvvetlerin