Ana içeriğe atla

Yaşlılık değil de istenmemek zor!

Yaşlılık değil de istenmemek zor!

Yaşlılık değil de istenmemek zor!... Yaşlılık ne zormuş diyeceğim kaç kere yaşlandın diyeceksiniz. Görmem bile yetti anlamama.



Oysa yaşlılar en mutlu etmemiz, en çok sahip çıkmamız gereken canlılardı. Malesef onu da başaramadık.



Oysa bebekken bize bakmadılar mı ? Dişlerimiz yoktu konuşamıyorduk. Derdimizi anlatamıyorduk. Anlamadılar mı bizi ?



Yürüyemiyorduk. Elimizden tutup yürümeyi öğretmediler mi ? Altımızı kaç kere ıslattık kim bilir. Kim bilir kaç kere kustuk. Tiksinmeyip temizlemediler mi?



Yaşlılık da bebeklik gibiydi. Dişleri döküldü, altını ıslattılar, ayakları tutmaz oldu. Biz anlayamadık onları. Ama onlar bizi anlamıştı. Hem de leb demeden üstelik.



Şu ölümlü dünyada merhametli olamadık. Kim bilir ne kadar daha görecektik yüzlerini? Kim bilir ne kadar daha duyacaktık seslerini? Yüreğimize de evlerimize de sığdıramadık. İstemedik yanımızda. Gözlerin de o üzüntüyü acıyı görmemize rağmen attık bir kenara. Tek başlarına bıraktık.



Tatlı sohbeti, güler yüzü çok gördük. Onlar bize onca yıl bakmışken üstelik.



Merhametli olmayı öğretmediler mi bize? Ne ara bu kadar acımasız olduk gücü yetmeyen insanlara?



Yaşlılık değil de istenmemek zor!Yaşlılık değil de istenmemek zor!

Emin olun ölmekten korkmadılar istenmemekten korktukları kadar. Ve hep dua ettiler Allah'ım bizi kimseye muhtaç etmeden canımızı al diye. Ne yaşattınız bu kadar da ölmek için dua ettiler ? Bu dünyadan gitmek istediler ?



Kolay mı sanıyorsunuz yaşlılık? Siz hep genç mi kalacaksınız sanıyorsunuz? Eliniz ayağınız hep tutacak mı sanıyorsunuz?



Peki ölüme yaklaştığını bilerek yaşamak kolay mı sanıyorsunuz?



Doktor size üç ay ya da bir yıl ya da iki yıl ( her neyse) ömrünüzün kaldığını söylese ne hissederdiniz?



Korkardınız. Hem de çok. Peki korkan birine acımasızca davranmak nasıl bir şey? Korkan birine korkusunu unutturmak, sevmek, ilgilenmek gerekmez mi?



Üzülüyorum gördükçe, duydukça.



Soğukta yaşlı biri aç kalmamak için mendil satarken.



Çocuklarım istemiyor dediğini duyarken.



Hastaneye götürecek kimsem yok nasıl gideyim evladım derken.



Bastonuyla yürümekte güçlük çektiğinde yanından geçip giderken.



En çok yaşlılar ve çocuklar gülsün isterdim. En çok onlar mutlu olsun. En çok onlar sevilsin. Lafa gelince değil ama hakkını vere vere sevilsinler isterdim. Ve imkanım olsaydı eğer zor da kalan bütün yaşlılara yardım etmek, hepsine bakmak isterdim. İmkanım olsaydı eğer bir damla gözyaşı bile akıtmasınlar isterdim. Bu dünyada sevgiyi doyasıya yaşatmayı isterdim. İmkanım olsaydı eğer...



"Herkes ölüp gidiyor. Bir sen mi kalacaksın? Ha iki gün fazla ha iki gün az yaşayacaksın. Ateşte kül, toprakta gül olacaksın. Mühim olan yaşarken İNSAN olacaksın." Mevlana



Yazar: Ayşe Köse

#acımasız #güleryüz #insanlık #merhametsiz #ölüm #ölümlüdünya #tatlısohbet #yaşlı #yaşlıbakımı #yaşlılık
https://haberton.com/yaslilik-degil-de-istenmemek-zor/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den