Ana içeriğe atla

E-öğrenmenin geleceği: Entegrasyon

E-öğrenmenin geleceği: Entegrasyon

Bu akademik çalışmamda sizlere e-öğrenme ile ilgili detaylı bilgiler vermeye çalışacağım.



"E-öğrenme" bir fikre dayanır: Öğrenenler her zaman, her yerde öğrenmeye erişebilirler. Bu, öğretmenlerin ve öğrencilerin aynı yerde veya hatta aynı zamanda olmalarına gerek olmadığı anlamına gelir. Bilginin aktarımı, CD'ler gibi ortamlar veya e-öğrenme için yapılandırılmış Öğrenme Yönetim Sistemleri aracılığıyla öğrenciye teslim edilen içerikle kendi kendine ilerler. Bu nedenle teknolojik değişimler, e-öğrenme alanındaki yeniliklerle gerçekleştirilen çeşitli cihazların, bunların kombinasyonlarının ve/veya yeni cihazların kullanımını mümkün kılabilir.



Uzaktan eğitim, öğrenenin gerekli tüm bilgi ve becerileri diğer kişilerin katılımı olmadan tamamen, bağımsız olarak edinmesini amaçlar, ancak bu alanda çeşitli iyileştirmeler yapılmış olsa da, amacın tamamına ulaşmak henüz mümkün değildir. Öte yandan, e-öğrenmenin dünya çapında çok sayıda kullanıcısı/öğrencisi olduğu açıktır.



E-öğrenmenin geleceği: EntegrasyonE-öğrenmenin geleceği: Entegrasyon

E-öğrenme, devrim niteliğinde bir yapı ile veri, bilgi ve bilginin transferini sağladı: İnternet. Her zaman belirttiğim gibi; İnternet, özellikle asıl amacı nedeniyle tarihteki en büyük veya muhtemelen en büyük devrimci yapılardan biridir: Gerçeği bulmak...



Eğitim alanı da internetten yararlandı. Skype gibi uygulamalar ve çeşitli uygulamalarla eğitim, anlık mesajlaşma veya görüntülü mesajlaşma için Webinar olarak da adlandırılan çevrimiçi seminerler eğitim alanının gelişmesine yardımcı oldu.



Öte yandan, uzaktan eğitim sisteminde bazı hayal kırıklığı yaratan gerçekler de var. 2004'ten 2006'ya kadar şirketlerin e-öğrenme kursları satın alma harcamaları keskin bir şekilde düştü. Motivasyon eksikliği, sözel becerilerin geliştirilmesinin etkisizliği vb. gibi çeşitli parametreler için uzaktan eğitimin düşük verimliliği ile ilgisi var, ancak her halükarda gelişme, hayatın her alanında olduğu gibi, bence devam edecek.



Uzaktan eğitim, gerçek zamanlı öğrenme ile entegre olmaya başladı bile. Gelecekte, büyük ihtimalle birbirleriyle dengede kalacaklar; entegrasyonu daha fazla gözlemlenecek ve mümkün olacaktır. Büyük olasılıkla, e-öğrenme teorik materyal için kullanılacak ve bir öğretmen, öğrenmenin “sorunlu” yönlerini sunacak ve bu, düşünme becerilerinin geliştirilmesinde ders notları almaktan daha etkili olacaktır. Ek olarak, gerçek zamanlı dersler pratik becerilerin geliştirilmesine ayrılacaktır.



Bu akademik çalışmamda sizlere e-öğrenme ile ilgili detaylı bilgiler vermeye çalışacağım.Bu akademik çalışmamda sizlere e-öğrenme ile ilgili detaylı bilgiler vermeye çalışacağım.

Biraz ayrıntı vermek gerekirse: Çeşitli hareket ve basınç sensörleri, bir dizi motor beceri geliştirmeyi mümkün kılabilir. Programlama için sensörler yakında kullanılabilir hale gelebilir ve bu, devam etmesi halinde bütün bir sanal gerçekliğin yaratılmasına yol açacaktır. Örneğin, halihazırda var olan uçuş simülatörleri, gerçek pilotluk becerileri geliştirebileceğiniz veya ordu için kendinizi eğitmek için bir savaş oyunu geliştirebileceğiniz gerçekçi koşullar yaratır.



Tıp teknolojisinin gelişmesi de yeni bir eğitim sistemi oluşturacaktır. Özellikle engellilerin düşünceleriyle kontrol edilen protez kol/bacağını hareket ettirmelerini sağlayan sensörler, öğrenci hareketlerinin denetimine temel oluşturacaktır. Örneğin, bir bilgisayar yardımıyla yeni başlayan piyanistlere doğru pozisyonda el ele tutuşmayı öğretmek mümkün olacaktır. Genel olarak, bir kas kasılmasını zayıf bir elektrik sinyaliyle kontrol etme olasılığı, hareketin doğruluğunu belirlemek için kullanılabilir.



Sonuç olarak, e-öğrenmenin tarihi, teknoloji ve iletişim sistemlerinin gelişimi ile doğrudan ilişkilidir. E-öğrenme veya uzaktan öğrenme, bize daha hızlı ve daha verimli öğrenme fırsatı verdiği için hayatımızın ayrılmaz bir parçası olacak. Bununla birlikte, geleneksel eğitim ortadan kalkmıyor, ancak mükemmel e-öğrenme fırsatları ile tamamlanacak. E-öğrenme alanındaki aydınlanma, öğrenme sistemlerinin entegrasyonunu da içeren teknolojik değişimin yardımıyla devam edecektir.



Yazar: Teoman Toraman

#bilgi #bilim #eeğitim #elearning #eöğrenme #eğitim #entegrasyon #gelecek #internet #öğrenme
https://haberton.com/e-ogrenmenin-gelecegi-entegrasyon/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed...

Mısır sapları elektrik enerjisine dönüştürülüyor

Adana’da hasadı yapılan mısırın tarlada kalan sapları özel makinelerle kesilip balya haline getirildikten sonra fabrikalarda yakılarak elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Kentte mısır hasadı sürerken, tarlada kalan ürün sapları da enerjiye dönüşmeye başladı. Son yıllarda yaygınlaşan ve özel makinede balyalanan mısır sapları, bazı fabrikalar tarafından elektrik üretiminde kullanıyor.Yüksek ısıda yakılan mısır saplarından elde edilen enerji, türbinlere aktarılarak elektrik […] source https://haberton.com/misir-saplari-elektrik-enerjisine-donusturuluyor/

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir Yıkıcı depremler sonrası çocukların yaşayabileceği travmalara dikkat çeken Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Sınıflara misafir olarak gelen bu öğrencilerimize ‘depremzede öğrenci’ demek onu kırabilir, ötekileştirebilir, kendini ayrımlaştırılmış  gibi hissettirebilir” dedi. Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük depremde kimi yakınlarını kaybetti, kimi yaşıtlarının yaşadığı afeti kilometrelerce öteden takip etti. Çocuklar deprem bölgesinde olsun ya da olmasın, yaşanan felaketten en ağır şekilde etkilendi. Peki bu süreçte onlara nasıl yaklaşmak, Türkiye'nin acı gerçeği depremi nasıl anlatmak gerekiyor? Deprem yaşayan çocukların yoğun kaygı ve korku içerisinde olduğunu aktaran Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. D...