Ana içeriğe atla

Taşlara fısıldayan kadın 40 yıldır taşı sanata dönüştürüyor

Taşlara fısıldayan kadın 40 yıldır taşı sanata dönüştürüyor

Taştan sanat üreten ve bölgede 'taşlara fısıldayan kadın' olarak bilinen Gülbahar Doğan'ın (52) eserleri yurt içi ve yurt dışından alıcı buluyor.  

Adana'da evinde kurduğu atölyesinde Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem'den, Nasrettin Hoca'dan ve Mevlana'ya kadar çok sayıda temayla taştan sanat üreten ve bölgede 'taşlara fısıldayan kadın' olarak bilinen Gülbahar Doğan'ın (52) eserleri yurt içi ve yurt dışından alıcı buluyor.  

Taşlara fısıldayan kadın 40 yıldır taşı sanata dönüştürüyor
Taşlara fısıldayan kadın 40 yıldır taşı sanata dönüştürüyor

Seyhan ilçesindeki Yenibaraj Mahallesi'nde yaşayan Gülbahar Doğan, evinde kurduğu atölyede çocuk yaşlardan beri ilgi duyduğu taştan hediyelik objeler tasarlıyor. Bölgede 'taşlara fısıldayan kadın' olarak bilinen iki çocuk annesi Doğan, taş gördüğünde onları boyayıp giydirme isteği duyduğunu belirtiyor. Özellikle kadın temalı figürler üzerinde çalıştığını dile getiren Doğan, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem'den, Nasrettin Hoca ve Mevlana'ya, Noel Baba'dan, Efe Kadın ve palyaçoya kadar sayısız temaları taşla buluşturarak sanata dönüştürüyor. 

YURT DIŞINA GÖNDERİYOR

40 yıldır bu sanatla ilgilendiğini dile getiren Gülbahar Doğan, "Özellikle kadın temalı çalışıyorum. Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem'i yapmaya çalıştım. Köylü kadın temaları çok rağbet görüyor. Şehir içi, şehir dışı ve yurt dışına gönderiyorum. Birçok figür çalıştık, bunları Almanya'ya da gönderdik. Nasrettin Hoca, Mevlana, Noel Baba ve palyaço gibi objeler çok beğenildi. Yurt dışından çok sipariş alıyoruz. Ebatlarına ve işçiliğine göre 50 liradan 300 liraya kadar fiyat aralığı değişiyor" dedi. 

Taştan sanat üreten ve bölgede 'taşlara fısıldayan kadın' olarak bilinen Gülbahar Doğan'ın (52) eserleri yurt içi ve yurt dışından alıcı buluyor.
Taştan sanat üreten ve bölgede 'taşlara fısıldayan kadın' olarak bilinen Gülbahar Doğan'ın (52) eserleri yurt içi ve yurt dışından alıcı buluyor.  

TAŞI SANATA DÖNÜŞTÜRÜYOR

Taşı sanata dönüştürme aşamasını anlatan Doğan, "Özellikle temiz yerlerden çakıl taşı bulmaya çalışıyorum. Bir figürde baş ve ayak şeklinde çalışmaya dikkat ediyorum. Taşın baş kısmına kaş, göz, burun çizip seramik hamurundan saçlarını tasarlıyorum. Ayak ve baş bölümlerini de seramik hamuru ile sabitliyorum. Aşamalarına göre hamurların kurumasını bekliyorum. Uygun renklere boyadıktan sonra vernikliyorum. Böylelikle objemiz bir haftada tamamlanmış oluyor" diye konuştu.



source https://haberton.com/taslara-fisildayan-kadin-40-yildir-tasi-sanata-donusturuyor/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mısır sapları elektrik enerjisine dönüştürülüyor

Adana’da hasadı yapılan mısırın tarlada kalan sapları özel makinelerle kesilip balya haline getirildikten sonra fabrikalarda yakılarak elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Kentte mısır hasadı sürerken, tarlada kalan ürün sapları da enerjiye dönüşmeye başladı. Son yıllarda yaygınlaşan ve özel makinede balyalanan mısır sapları, bazı fabrikalar tarafından elektrik üretiminde kullanıyor.Yüksek ısıda yakılan mısır saplarından elde edilen enerji, türbinlere aktarılarak elektrik […] source https://haberton.com/misir-saplari-elektrik-enerjisine-donusturuluyor/

24 çeşit balık paraziti tespiti; Balıklar boğularak ölüyor

Türkiye sularında 24 çeşit balık paraziti tespit edildi, bu parazitlerin bazı türleri balıkların gelişmesine engel oluyor çiftlik balıklarını boğarak öldürüyorlar. Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Balık Hastalıkları Anabilim Dalı Üyesi Doç. Dr. Argun Akif Özak, halk arasında balık biti ya da balık paraziti olarak bilinen parazitlerin Türkiye sularında 24 türünün olduğunu söyledi. Doç. Dr. Özak, "Bu parazitlerin bazı türleri balık dilinde yaşadığı için balıkların gelişmesine engel oluyor. Bu da balık ölümlerini beraberinde getiriyor. Tüketicilerimizin korkmasına gerek yok. Aslında parazit görülen balıklar, doğal organik bir balık olduğunun göstergesidir’’ dedi. Doç. Dr. Özak, parazitlerin çiftlik balıklarında boğularak ölümüne neden olduğunu belirtti. Özak, halk arasında balık biti ya da balık paraziti olarak bilinen parazitlerin Türkiye sularında 24 türünün olduğunu söyledi. Levrek, lüfer, somon gibi hem yüzeyde hem dip balıklarında görülen ve halk ar...

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed...