Ana içeriğe atla

Kızartılmış gıdaların tüketimi sağlığımızı tehdit ediyor

Kızartılmış gıdaların tüketimi sağlığımızı tehdit ediyor

Kızartılmış gıdaların tüketimi, kalp damar hastalıkları, inme, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların da oranını artırıyor.

Kızarmış gıda tüketiminin giderek arttığını ve bu yolla oluşan kalp hastalıklarının da yaygınlaştığını belirten Kardiyolog Dr. Rıza Kaya, “Trans yağlar ve doymuş yağ asitleri, kötü kolestrol dediğimiz, kolestrol düzeyini yükseltiyor. Kızartılmış gıdaların tüketimi, kalp damar hastalıkları, inme, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların da oranını artırıyor” dedi.

Kızarmış gıdaların tüketiminin giderek arttığını belirten uzmanlar, trans yağ ve doymuş yağ asitlerini içeren besinlerin, insan sağlığını olumsuz etkileyerek çeşitli hastalıkları beraberinde getirdiğini söylüyor. Çin’de yapılan bir meta-analizden yola çıkan Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Rıza Kaya, dünyada kızarmış gıda tüketenlerin özellikle kalp yetmezliği ve inme gibi rahatsızlıkların yaklaşık yüzde 40 oranında arttığına dikkat çekerek, sağlıklı beslenmenin önemini vurguladı.

Kızartılmış gıdaların tüketimi sağlığımızı tehdit ediyor
Kızartılmış gıdaların tüketimi sağlığımızı tehdit ediyor

DAMAR SERTLİĞİNE NEDEN OLUYOR

Kızarmış gıda tüketiminin, dünyada fast-food zincirlerinin artmasıyla birlikte çocuklarda ve yetişkinlerde giderek arttığının altını çizen Dr. Kaya, “Özellikle gıdanın kızartılması, uzun süredir tercih edilen ve gelişmiş-gelişmekte olan ülkelerde gıdanın daha uzun süreli saklanması için kullanılan bir yöntem. Tabii kızartma sırasında kullanılan doymuş yağlar, trans yağlar, bu besinlerin tadını ve doygunluğunu artırıyor.

Ancak bu artış, vücutta çeşitli zararlar maddelerin artışına sebep oluyor. Özellikle trans yağlar ve doymuş yağ asitleri, kötü kolestrol dediğimiz, LDL kolestrol düzeyini yükseltiyor. İyi kolestrol dediğimiz, HDL düzeyini düşürerek damar sertliğine sebep oluyor. Bu şekilde gıdaların tüketimi şişmanlık ve obeziteye sebep olup, kalp damar hastalıkları, inme, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların da oranını artırıyor” dedi.

KALP YETMEZLİĞİNİ YÜZDE 40 ARTIRIYOR

Kızarmış gıda tüketimi ile ilgili bir araştırmadan bahseden Dr. Kaya, “En son Çin’de, özellikle kızarmış gıda tüketenler ile tüketmeyenlerin karşılaştırıldığı birçok çalışmanın meta-analizde yaklaşık yüzde 40’a yakın kalp yetmezliği ve inme oranını artırdığı saptandığını görüyoruz. Yine bu çalışmada, haftada yaklaşık 114 gram ek kızartma tüketiminin kalp krizi ve inmeyi yüzde 3, kalp yetmezliği oranının yüzde 12 kadar arttığı bulundu.

Bu yüzden evde hareketsiz kaldığımız pandemi sürecinde, beslenme düzenimizi değiştirerek bu dönemi bir fırsata çevirmek iyi olabilir. Özellikle evde çocuklara kızartılan patates ve tavuk gibi besinleri en aza indirmek gerekir. Kızartma yerine buharda pişirme, haşlama veya ızgara türlerini tercih etmek daha faydalı olacaktır” diye konuştu.

Kızartılmış gıdaların tüketimi, kalp damar hastalıkları, inme, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların da oranını artırıyor.
Kızartılmış gıdaların tüketimi, kalp damar hastalıkları, inme, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların da oranını artırıyor.

OBEZİTENİN BAŞLICA NEDENLERİNDEN BİRİ

Çocuklarda kızartılmış gıda tüketimi, obezitenin başlıca sebeplerinden biri olduğunu belirten Dr. Kaya, “Kalp damar hastalığı; kalbin damarlarında ve vücuttaki diğer damarlarda oluşan tıkanmalar çocukluk çağından itibaren başlıyor. Çağımızın en büyük tehlikesi obezite ve çocukluk çağında çok fazla görüyoruz. Çocuklarda beslenme şeklinin değişmesi lazım.

Buna okul, ev ve dışarıdaki herhangi bir yer dahil. Yine yetişkinlerde de aynı şekilde bir düzen oluşması gerekiyor. Özellikle fast food zincirlerinde ve restoranlarda beslenmekten kaçınılmalı. Daha çok zeytinyağı ve fındık yağı bulunan ev yemekler ya da doymamış asiti yüksek olan besinler tercih edilmeli” diyerek aileleri uyardı.



source https://haberton.com/kizartilmis-gidalarin-tuketimi-sagligimizi-tehdit-ediyor/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed...

Mısır sapları elektrik enerjisine dönüştürülüyor

Adana’da hasadı yapılan mısırın tarlada kalan sapları özel makinelerle kesilip balya haline getirildikten sonra fabrikalarda yakılarak elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Kentte mısır hasadı sürerken, tarlada kalan ürün sapları da enerjiye dönüşmeye başladı. Son yıllarda yaygınlaşan ve özel makinede balyalanan mısır sapları, bazı fabrikalar tarafından elektrik üretiminde kullanıyor.Yüksek ısıda yakılan mısır saplarından elde edilen enerji, türbinlere aktarılarak elektrik […] source https://haberton.com/misir-saplari-elektrik-enerjisine-donusturuluyor/

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir Yıkıcı depremler sonrası çocukların yaşayabileceği travmalara dikkat çeken Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Sınıflara misafir olarak gelen bu öğrencilerimize ‘depremzede öğrenci’ demek onu kırabilir, ötekileştirebilir, kendini ayrımlaştırılmış  gibi hissettirebilir” dedi. Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük depremde kimi yakınlarını kaybetti, kimi yaşıtlarının yaşadığı afeti kilometrelerce öteden takip etti. Çocuklar deprem bölgesinde olsun ya da olmasın, yaşanan felaketten en ağır şekilde etkilendi. Peki bu süreçte onlara nasıl yaklaşmak, Türkiye'nin acı gerçeği depremi nasıl anlatmak gerekiyor? Deprem yaşayan çocukların yoğun kaygı ve korku içerisinde olduğunu aktaran Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. D...