Ana içeriğe atla

İklim aktivistleri neden sanat eserlerini hedef aldı?

İklim aktivistleri neden sanat eserlerini hedef aldı?
İklim aktivistleri neden sanat eserlerini hedef aldı?

İklim aktivistlerinin sanat eserlerine yönelik saldırılı protestoları devam ediyor. Daha önce Fransa’da Mona Lisa eserine pastalı, İngiltere’de Van Gogh’un eserine çorbalı derken son olarak Hollanda'da ‘İnci Küpeli Kız’ eserine domates soslu saldırı gerçekleştirildi.



Dünya sanat tarihinin ikonlaşmış eserlerine zarar vererek iklim değişikliğini önlemek mümkün mü? İklim aktivistlerinin bu tür protestoları kuşkusuz dünya çapında ses getirdi. Peki bu protestolar iklim kriziyle mücadele konusuna ne kadar katkı sağladı?



Bilindiği gibi iklim aktivistlerinin gerçekleştirdiği bu eylemlerin amacı, ‘iklim kriziyle gezegen ve insanlık yok olabilir’ teorilerini duyurmak. Onlar için protestolar, şimdiye kadar giriştikleri her şeyden çok daha fazla dikkat çektikleri sürece zafer anlamına geliyor. Onlarca yıl süren faaliyet, dilekçe ve yürüyüşlere rağmen, gezegeni ısıtan fosil yakıt emisyonları tüm zamanların en yüksek seviyesinde. Bu felakete karşı mücadele eden aktivistler, son olarak sanatı hedef aldı.



İklim aktivistleri neden sanat eserlerini hedef aldı?İklim aktivistleri neden sanat eserlerini hedef aldı?

Dünyaca ünlü eserlere yemek fırlatan çevreciler seslerini duyurmayı başarmıştı. Eserlerin hiçbiri koruyucu camla kaplandığı için zarar görmedi. Ancak aktivistlerin bu tür eylemleri viral haline gelerek uluslararası bir öfke ve tartışma fırtınası başlattı. Bazı kişilerce desteklenen bu eylemler bazı kişilerce de sanata ve sanatçıya hakaret olarak görüldü.



Örneğin ‘Sunflowers’ eserine çorba fırlatılan Van Gogh, doğaya ve insanlığa derinden değer verdi; ressam olmadan önce misyonerdi. Fakirdi, sade yaşıyordu ve amacı doğanın olağanüstü güzelliğini göremeyenlere göstermekti. İnsanlığa verdiği muhteşem armağanın çevrecilerin hedefi haline gelmesi, tablonun savunduğu her şeyi ihlale uğrattı.



İklim aktivistlerinin sanat eserlerine yönelik saldırılı protestoları devam ediyor.İklim aktivistlerinin sanat eserlerine yönelik saldırılı protestoları devam ediyor.

Daha değerli olan sanat mı yoksa yaşam mı?

Londra'daki Ulusal Galeri'de ‘Sunflowers’ eserine yapılan çorba saldırısının arkasındaki iki Just Stop Oil aktivisti çorbayı fırlattıktan sonra ellerini duvara yapıştırdı. Aktivist Phoebe Plummer, “Daha değerli olan nedir, sanat mı yoksa yaşam mı?” diye sordu. Mel Carrington ise, “Yollarda oturmayı denedik, petrol terminallerini engellemeyi denedik ve basında neredeyse hiç yer almadık, ancak en çok basını alan şey, bir başyapıtı örten bir cam parçasına biraz domates çorbası atmak" dedi.



Gündemi sarsmak istiyorsanız, makbul sınırlar içinde kalamazsınız. Tabloların önünde koruyucu cam olduğunun bilincinde olan çevreciler, ilk eylemleriyle dünya çapınla farkındalık oluşturdu. Fakat bu protestoların yaygınlaşması kabak tadı verdi. İklim değişikliğine kızmak işin kolay tarafı; karbon emisyonlarını azaltmanın, fosil yakıtlı ekonomiyi bozmanın yollarını bulmak daha faydalı bir çözüm olsa gerek..



Daha önce Fransa’da Mona Lisa eserine pastalı, İngiltere’de Van Gogh’un eserine çorbalı derken son olarak Hollanda'da ‘İnci Küpeli Kız’ eserine domates soslu saldırı gerçekleştirildi.Daha önce Fransa’da Mona Lisa eserine pastalı, İngiltere’de Van Gogh’un eserine çorbalı derken son olarak Hollanda'da ‘İnci Küpeli Kız’ eserine domates soslu saldırı gerçekleştirildi.

'İnci Küpeli Kız' tablosu hedef alındı

Protestocu aktivistlerin son hedefi Hollanda’nın Lahey’deki Mauritshuis Müzesi’nde bulunan Hollandalı ressam Johannes Vermeer'in başyapıtı olan “İnci Küpeli Kız” tablosu oldu. İki Just Stop Oil destekçisi iklim krizine dikkat çekmek amacıyla cam korumalı tabloya saldırdı.



Aktivistlerden biri tablonun bulunduğu duvara elini yapıştırırken diğeri ise kafasını tabloya yapıştırdı. Kafasını tabloya yapıştıran protestocu, domates sosunu başından aşağıya döktü. Tablonun saldırıda zarar görüp görmediği ile ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.



Hangi eserlere saldırdılar?

2022 yılında iklim aktivistlerinin saldırdığı, sanat eserleri şu şekilde:



30 Mayıs 2022



Fransa'nın başkenti Paris'te bir aktivist, Louvre Müzesi'nde sergilenen Leonardo da Vinci’ye ait “Mona Lisa” tablosuna pasta fırlattı.



01 Temmuz 2022



İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Courtauld Gallery’deki Vincent van Gogh sergisine gelen iki aktivist, ellerini Van Gogh’un “Peach Trees In Blossom” tablosunun çerçevesine yapıştırdı.



05 Temmuz 2022



Just Stop Oil üyesi iki iklim aktivisti, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Ulusal Galeri’de sergilenen John Constable'e ait "The Hay Wain"in çerçevesine ellerini yapıştırdı.



Fransa'nın başkenti Paris'te bir aktivist, Louvre Müzesi'nde sergilenen Leonardo da Vinci’ye ait “Mona Lisa” tablosuna pasta fırlattı.Fransa'nın başkenti Paris'te bir aktivist, Louvre Müzesi'nde sergilenen Leonardo da Vinci’ye ait “Mona Lisa” tablosuna pasta fırlattı.

06 Temmuz 2022



İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Kraliyet Akademisi’nde beş aktivist, Giampietrino tarafından yapılan “Son Akşam Yemeği” eserinin kopyası olan tablonun çerçevesine ellerini yapıştırdı.



10 Ekim 2022



Avustralya’nın Melbourne şehrinde iki kişi, Victoria Ulusal Galeri’de sergilenen Pablo Picasso’ya ait “Kore’de Katliam” adlı esere ellerini yapıştırdı.



14 Ekim 2022



İngiltere’nin başkenti Londra’da, iki kişi, National Gallery'de sergilenen Vincent van Gogh'a ait "Ayçiçekleri" tablosuna domates çorbası fırlattı.



23 Ekim 2022



Almanya'da Letzte Generation (Son Kuşak) adlı çevreci grup üyesi iki aktivist, Potsdam kentindeki Barberini Müzesi'ndeki Claude Monet'in "Les Mueles" adlı eserine patates püresi attı.



24 Temmuz 2022



İtalya'nın Floransa kentinde iklim aktivistleri, fosil yakıt kullanımını protesto etmek için ellerini Sandro Botticelli'nin "Primavera" adlı tablosuna yapıştırdılar.



Yazar: Tuğba Öztürk

#fosilyakıtlar #iklimaktivisti #iklimkrizi #juststopoil #protesto
https://haberton.com/iklim-aktivistleri-neden-sanat-eserlerini-hedef-aldi/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den