Ana içeriğe atla

Denemekten bir şey çıkar

Denemekten bir şey çıkar

Kullandığımız birçok ürünü (çamaşır suları, ıslak mendil, ped, şampuan, ruj, çamaşır ve bulaşık deterjanınız, kullandığınız ilaç ve vitamin takviyeleri ve hatta uzaya gönderilen araçlar bile) denemek için hayvanların kullanıldığını biliyor muydunuz?



İnsanın şu hayatta tüketmeye çalıştığı bir sürü şey var sanıyoruz, ama tüketim kapsamı artık o kadar büyüdü ki, insan evreni, doğayı, hayvanı ve açık açık kendi kendini tüketmeye başladı bile.



Kozmetik ve bakım ürünlerinde hayvan deneylerinin yapılması her ne kadar korkunç ve acı verici olsa da ilaç ve makine teknolojilerinin de aşağı kalır yanı yok. Maalesef sonu gelmeyen bu deneyler devletler tarafından düzenlenen belirli kurallar ile yapılmaya devam ediliyor.



Çoğu topluluk ve vakıflar bu alandaki hayvan testlerini durdurmak için kampanyalar başlatsa da şirketlerin çoğu bu yönteme devam ediyor. Kozmetik ürünlerde bu durum ise çok daha vahim. Her yıl şirketlerin büyük çoğu hayvan deneklerini kullanırken, Çin ve Brezilya dışında dünyanın hiçbir ülkesinde kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde test edilmesini gerektiren resmi kanunları bulunmuyor. Üstelik kullanan şirketlerin politikaları da, yöntemleri de sır gibi saklanıyor. Kurallar çerçevesinde, ağrı kesici verilerek denek kullanımına yönelik işlem izin belgeleri var gibi dursa da; denek hayvanının çoğunda ağrı kesici kullanılmıyor. Hatta maddenin doz aşımına göre ölüm süreleri hesaplanıyor.



Denemekten bir şey çıkar

Örneğin; kullandığımız ürünün hamileler üzerindeki etkisi nasıl ölçülüyor? Tabii ki; hamile tavşanların üzerinde deneniyor ve fetüs üzerindeki etkisine (zamanı gelmeden) anne karnından çıkarılarak bakılıyor. Bu hem annenin hem de yavrunun ölmesi demek oluyor.



Kullandığımız ürünün doz aşımında bize nasıl zarar verebileceği ise madde gün içinde defalarca zorla yedirilerek birkaç hafta süren deneyle bulunuyor. Böylece bir hayvanın belli bir maddeden ne kadar tükettiğinde öldüğü hesaplanıyor.



Dahası, birçok şekilde hayvanlar denenmeye devam ediyor. Birçoğu yüksek derecede radyasyona maruz bırakılıyor, cerrahi işlemlerle organlarına ciddi zararlar veriliyor, zehirli gaz solutuluyor, madde enjekte ediliyor ve çoğu hayvan işlemden kaçarken boynunu ya da omurgasını kırarak ölüyor.



Kullandığımız birçok ürünü (çamaşır suları, ıslak mendil, ped, şampuan, ruj, çamaşır ve bulaşık deterjanınız, kullandığınız ilaç ve vitamin takviyeleri ve hatta uzaya gönderilen araçlar bile) denemek için hayvanların kullanıldığını biliyor muydunuz?

Günümüz teknolojisinde her ne kadar milyonlarca ışık yolu uzaklıktaki yıldızların ve karadeliklerin karakteristik özelliklerini bulabiliyor, üç boyutlu organ ve yapay hücre yapabiliyorsak; böcek robotlarla tüm vücudu gezen tarama sistemleri geliştirebiliyorsak; her ne kadar beyin hücresini birebir taklit edecek kadar teknolojide ilerlediysek artık bu hayvan deneylerine son verecek bir teknoloji de geliştirilebilir.



İnsan; artık bu evrenden sadece geçip gittiğini, bir süre misafir olduğunu, vakti gelince heybesini sırtlanıp gideceğini anlamak zorunda. Yaratılan en özel varlıkmış gibi salınmasa gezegende. Ama aç gözlülük sarmış bedenlerimizi. Yaşam hakkını sadece üzerimize almış, diğer var olan tüm canlıları hizmetimize almış gibi bir kibirle yuvarlanıp gidiyoruz. Bu yüzden göremiyoruz, duyamıyoruz, hissedemiyoruz, algılayamıyoruz.



 “Zevk ve acıyı, mutluluğu ve ıstırabı hissetme kabiliyetleri esas alındığında, insanlar ve hayvanlar arasında fark yoktur.” - Charles Darwin



Yazar: Zeynep Demir

#deney #hayvan #hayvandeneyleri #ilaç #kimyasal #kozmetik #vegan
https://haberton.com/denemekten-bir-sey-cikar/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den