Ana içeriğe atla

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik..



Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse. 



Geleneksel medya: 

Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir



Yeni medya ise:

Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya, bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir. 



Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya yeni medya arasındaki bağlantıyı, etik kuralların medyalardaki yönü hakkındaki sorularımızı Prof.Dr. Süleyman İrvan cevapladı.



Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik..Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik..

Prof. Dr. Süleyman İRVAN tanımak gerekirse:

Süleyman İrvan, lisans eğitimini Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda, yüksek lisansını ABD’de University of West Florida’da, doktorasını da Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gazetecilik alanında tamamladı. 1999-2002 yılları arasında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yardımcı doçent, 2002-2007 yılları arasında Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde doçent olarak çalışan İrvan, 2007 yılında Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne geçti. 2008 yılında profesör unvanını alan Süleyman İrvan, 2010 yılında görevlendirmeyle gittiği Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne dekan olarak atandı ve 5 yıl süreyle görev yaptı.



Prof. Dr. Süleyman İrvan, 2012 yılında Kıbrıs’ın tamamında ilk olan okur temsilciliği kurumunu başlattı, Yenidüzen gazetesinin ilk okur temsilcisi oldu ve gazeteyi Uluslararası Okur Temsilcileri Örgütü’ne (ONO) üye yaptı. Okur temsilciliği görevini 2014 yılında bırakan Süleyman İrvan, 2013 yılında KKTC’de oluşturulan Medya Etik Kurulu’na İletişim Fakültelerinin iki temsilcisinden birisi olarak seçildi ve Medya Etik Kurulu’nun başkanlığını üstlendi. 2015 yılında Medya Etik Kurulu’ndan ayrıldı. İrvan, 2017 yılında İletişim Eğitimi Değerlendirme Akreditasyon Kurulu’na (İLEDAK) seçildi ve bu kurulda 2019 yılına kadar görev yaptı.



Prof. Dr. Süleyman İrvan, 2017 yılı Şubat ayından itibaren Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde çalışmakta ve Gazetecilik Bölümü Başkanlığını yürütmektedir. İrvan aynı zamanda Üniversite Senatosu’nda Fakülte temsilcisi olarak görev yapmaktadır.    



Süleyman İrvan’ın çeviri ve derleme kitaplarının yanı sıra, gazetecilik, haber, gazetecilik etiği, barış gazeteciliği, basın tarihi, sözlü tarih ve iletişim kuramları konularında yayımlanmış çalışmaları bulunmaktadır.



söyleşimize ilkin şu soruyu sorarak başlıyoruz:



Yeni medya ve geleneksel medya arasındaki fark her gün daha fazla açılıyor. Bu sebepten ötürü geleneksel medya zamanla yok olacak mı?

Burada geleneksel medya nedir. Yeni medya deyince geleneksel medyayı tamamen dışlıyor muyuz? basılalı gazeteleri ele alabiliriz. Basılı gazeteler bir sürü nedenden dolayı Türkiye gibi ülkelerde yok olmaya gidiyor. Bunda gazete tirajlarının düşmesi, genç kuşağın z kuşağı dediğimiz kuşağın basılı gazeteyi okumaması gibi bir sürü neden var, Türkiye’de kâğıt fiyatlarının artması artı bir handikap dolaysıyla ben uzun vadede basılı gazetelerin sürdürülemeyeceğini düşünüyorum. Yeni medyadan kastımız internet medyası diyebiliriz.



İnternet medyası gelişmekte olan bir medya bu sıralarda yasasıda çıkıyor. Türkiye yasal anlamada tanımış olacak, burada yok olacak olan basılı gazetedir, televizyonda bir geleneksel medyadır. Geleneksel medyada yakın zamanda basılalı gazetenin yok olacağını düşünürüm. 



Eski medyaya göre yeni medyada daha çok bilgiye ulaşıyoruz bu yaşam standartlımızı ne şekilde etkiliyor?

Açıkçası bu soruya cevap vermek çok kolay değil özellikle ülkemizde. Yeni medya dediğimiz şeyde daha habere ulaşabiliyoruz bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı. Bu elbette yaşam standımızı olumlu etkiliyor. Ama burada şöyle bir riskte var. Çok fazla bilgi akışı var medyada, internette bu çok sayıda bilgi ile baş etmek ve kendimiz için en uygun olanı bulmak o kadar kolay değil. Aslında doğru bilgiye ulaştırma anlamın dada hayatımızı zorlaştırdı. Eskiden kısıtlı sayıda medya kuruluşu varken şimdi binlerce medya kanalından haber sitesinden haberler önsüzüme geliyor bunlarla baş etmek o kadar kolay değil. Hem kolaylaştırdı hem zorlaştırdı şeklinde cevap verebilirim



DÜRÜST, TARAFSIZ, habere ulaşmak geleneksel medyada mı yoksa yeni medyada mı daha kolay?

Dürüst tarafsız haberden ziyade dürüst doğru haber diyelim. Elbette ikisi içinde problemli olabilir. Güvendiğimiz medya kuruluşlarından geliyorsa bilgi daha çok güveniyoruz ve doğru kabul ediyoruz. Ama onun dışında gelen mecralar ister geleneksel olsun ister yemi medyada olsun biraz daha kuşkumla bakılıyor. Burada asıl önemli olan medya okur yazarlığı konusunda bilgi sahibi olmak deneyim sahibi olmak. Çok önemli. Burada kesin olarak birini seçmek doğru olmaz ama yeni medyada. Özellikle sosyal medyada yanlış bir paylaşım olduğunda insanlar yorumlarda bunun yanlış olduğunu ifade ediyorlar. Sosyal medyada teyit mekazızması daha hızlı işliyor diyebiliriz yanlış, yalan bir haberi yeni medyada paylaşmak çok kolay olamaya bilir. Geleneksel medyada asparagas dediğim haber türü var o yaygındı. Onun şimdi yeni versiyonu Post-Truth denilen yalan haber veya dezenformasyon denilen bir süreç söz konusu. 



SOSYAL MEDYA, GELENEKSEL MEDYANIN ALTERNATİFİ OLABİLİR Mİ?

Olamaz, sosyal medya çünkü içeriğin kullanıcının oluşturduğu bir medya. Yani sosyal medyada herkes paylaşım yapabiliyor, onun amacı farklı evet sosyal medya bir haber paylaşım yeri aynı zamanda fikir paylaşım yeri inanların düşüncelerini paylaştığı arkadaşlık edindiği yer bir sürü fonksiyonu var geleneksel medyanın alternatifi değil.



Geleneksel medya dediğimiz. Haber medyası sosyal medya için değil. Sosyal medyada en çok paylaşım yapılan şeyler geleneksel medyanın veya haber medyasının ürettiği şeyler dolayasıyla alternatifi değil onun destekleyicisi olabilir. Ya da kısaca ikisi birbirini destekleyici olabilir biri birini geçileceğini hiçbir şekilde düşünmüyorum. Haber medyası ve geleneksel medya çıkardığında sosyal medyada insanlar, ne yaparlardı onu düşünmek lazım. 



Sosyal medya sayesinde vatandaş gazeteciliğinin artığını görüyoruz. Bu olumlu bir şey mi?

Evet bu konuda ben bir yazı yazmıştım ‘ Medya, etik ve hukuk’ genel olarak kullanım yanlığı var tanık haberciliği kullanmak daha doğru olur. Gayet yüksek bir artış oldu insanlar kendi gördüğü olayları sosyal medya üzerinden paylaşıyorlar bu olumlu bir şey tatbiki daha çok şeyi öğrenmiş oluyoruz. Geleneksel medyanın görmezden geldiği birçok şeyi görebiliyoruz ve gayet olumlu görüyorum şunda eklemek isterim sosyal medya geleneksel medya için büyük bir haber kaynağı.



Yeni medyada etik kurallara daha mı az dikkat ediliyor?

Gazeteciler için düşüyorsak etik kurallar her yerde geçerli. Yeni medya, eski medya, geleneksel medya diye bir ayrım kabul etmiyorum bu konuda. Bunu doğru bulmuyorum. Yeni medyanın kendine ait etik sorunları var tatbiki onların da göz önüne almak lazım. Yeni medyada daha çok baskı ve dinamikler var ve etik kurallar ikinci plana atılabiliyor burada kısmen bu soruya evet diyeceğim ama bu bunun böyle olması gerektirmiyor. Etik kurallar her yerde geçerli olması lazım gazeteciler olarak. Bizim her mecrada etik kurlara sıkı sıkı uymamız lazım. 



Etik kurallar iletişim araçları geliştikçe değişiyor mu? 

Etik kurallar değişmez. Etik kurallar sadece yeni sorunlar ortaya çıktıkça yeni etik kurallar gelişir yani masala internet medyasına özgü sorunlar var onları çözmek için yeni etik kurallar gelişmesi gerekiyor ve gelişiyorsa. Her dönemde geçerli kurallar vardır masala haberin doğru olması kesinlikle değiştirilemez. Bunlar her zaman geçerli kurallar ben bu soruya değişmedi olarak cevap veriyorum. Sadece yeni sorunlara uygun etik kurallar gelişmeli.  



Bazen sadece şeyler olabiliyor örneğin haber ve reklam ayrımı yapılmalıdır diye etik kuralımız vardır. Ancak giderek haber ile reklamın iç içe geçmesi sonucu. Editöryel dediğimiz yeni bir tür ortaya çıktı. Editöryel belirtildiği takdirde bu kabul edilebilirdir. Dolayısıyla burada bir değişme olmuş mudur evet olmuştur ama bu gazetecilik etiğini ortadan kaldıran bir şey değil. Yeni uygulamağa uygun bir biçimde yeniden yorumlamak diyebiliriz. Ama bu çok sınırlı sayıdadır bunlar büyük oranda geçerliliğini sürdürmektedir. 



Sosyal medyadaki linç kültürünün altında yatan sebepler nedir? 

Çok kolaylıkla biz eleştiriye linç diyebiliyoruz. Linç dışı bir eleştiri yazıyor buna direk linç damgasını yapıştırıyoruz.  Linç başka bir şey diye düşünüyorum bir kişiyi eleştirmek neden linç olsun. Yaptığı yanlışı söylemek kesinlikle linç değil. Bunu masala çok sık kullanıyoruz ama linç kültürü diye bir şeyden söz edilebilir sosyal medyada bu şu aslında insanlar sosyal medyada daha rahat başaklarına hakaret edebiliyorlar.



Tanımadıkları insanlara burası anonim bir yer. Ve binlerce insan var tatbiki 80 milyon insandan. 1 kişiyi bulmak oldukça zor. Örneğin bir futbol maçına gittiğinizde ağzına geleni söyleyebiliriz gibi sosyal medyayı öyle düşüyor insanlar. Orada herhangi bir otokontrol olmadan istediğini söylenilme imkânın olduğunu düşüyor insanlar bence bu doğru değil ama ben buna bağlıyorum. 



Geleneksel medyanın geleceği sizce nasıl olacak?

Geleneksel medyanın geleceği tatbiki var olacak belki dijitalleşecek. Daha iyi hale geleceğini düşünüyorum. Televizyonlarda varlığını sürdürecek belki youtube üzerinden yapılan yayınlar artacak. Geleceği kestirmek çok kolay değil ama habercilik devam edecek bir biçimde geleneksel medya geleneksel hali ile kalmayacak bu belli habercilik bile gelişiyor eski haliyle kalmıyor. Video haberciliğine doğru kayıyor olumlu anlamda değişeceğini düşünüyorum.



Geleneksel iletişim araçlarının yerini yeni medya araçları doldurabilecek mi?

Bir önceki soru ile bağlantılı olarak cevaplayım. Yeni medya araçları geleneksel medya araçlarının yerine geçiyor ya da şöyle diyebiliriz geleneksel medya dijitalleşiyor. Basılı gazetelerin ömrü bitiyor onun yerine internet gazeteleri daha çok ön plana çıkıyor. Televizyonlar aynı şekilde. Doldurabilecek evet. Yeni kuşak yeni medyada diyebiliriz.



Gelecek zaten yeni kuşakların olacağı için yeni zamanla eskinin yerini alacak diyebilirim. Yerini doldurma aşamasında açıkça söyle söylemeliyim. Doldurmadan ziyade daha farklı bir boyuta taşınıyor. Eskiden günde binde veya 100 haber sitesi paylaşırken bir haber sitesi günde bin tane haber paylaşıyor. Orda bir hacim artması var yerini doldurmakla kalmıyor daha çok üstüne koyuyor. Habercilik çok farklılaşmaya başladı. Daha yer doldurmanın ötesinde bir hal alıyor.



İletişim Araçları sürekli gelişiyor son zamanlarda gündem olan metaverse iletişimi nasıl etkiler?

Sanal evren olarak olarak düşünürsek düşünüyorum bunu konuşmak için daha çok yolun başındayız diyebiliriz.  Biliyorsun günümüzde robot gazeteciğin ‘Robot gazetecilik, spor, hava durumu, ekonomi, doğal afet ve adli türdeki haber metinlerinin herhangi bir gazeteci müdahalesi olmadan verilere dayanarak algoritmalar tarafından yazılması ve otomatik olarak haber sitesinde yayımlanması ‘denen bir şey var.



Bir muhabir olay yerine gitmeden olay yerine gitmiş gibi göstermesi güzel olabilir mi olabiliri olabilir peki bu bize ne sağlayacağı konusu tartışmalı. Sanal evren sanal dünyada yaşamak gibi bir şeyim yok açıkçası. Hani bunun. Popolizerize edilmesi manasız buluyorum biz gerçek dünyadaki sorunlardan kaçmak için mi bu dünyaya sığınacağı doğrusu bilmiyorum. 



Artık medyada sürekli manipüle cabası var (siyasi partiler, reklamlar vb.,) buna engel olabilir miyiz?

Manipülasyon aslında her zaman vardı. Manipülasyon nedir bir şeyi kendi tarafına çekmek değil mi. Ama siyasal iletişimin temelinde bu var. Bunu ben yanlış bir şey olduğunu düşünmüyorum açıkçası burada kasıtlı yanlış bilgi olmadığı sürece sıkıntı yok. Siyaset aslında bunun için var etkilemek için var sadece burada yalan yanlış şeylerin olmaması lazım onla mücadele edilmesi lazım.



Daha önceki sorularda dediğimiz şeye çıkıyoruz Gine Post-Truth söylenen şeyin aslında gerçeğin önemi yitirmesi anlamına geliyor. Söylenen şeyin gerçek ya da doğru olmasının bir önemi yok günümüzde peki neyin önemi var, söylenen şeye inanan bir kitleniz var mı? Dediğiniz şeye inana bir kitle varsa bunu sürdürebilirsiniz. Propagandalar. Aslında bu şekilde gelişmiştir propaganda fikirleri yaymak demek kötü bir tarafı yoktur. Ama siz propagandayı yanlış fikirleri yaymak için toplumu kışkırtmak için kullanırsanız o zaman o yanlış hep yanlıştı.



Böylesine keyifli bir sohbet için zaman ayırdınız. Çok teşekkür ederim Hocam.


https://haberton.com/yeni-medya-ve-geleneksel-medyanin-farklari/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den