Ana içeriğe atla

Her buluş bir ihtiyaçtan doğar

Her buluş bir ihtiyaçtan doğar

Her buluş bir ihtiyaçtan doğar. Günümüzde popülerliği oldukça fazla olan reformer plates, sağlıklı yaşam için iyi bir seçenek. Yay ve makara sistemlerinin olduğu bir düzenek, aslında yaralı askerlerin tedavisini yapabilmek için üretilmiştir.



Buluşun sahibi Joseph Hubertus Plates önce kendi hastalığını tedavi etmek için egzersizlere yönelmiş. Raşitzm (kemik erimesi) ve astım hastalıklarından müzdarip olan plates, durumunun zamanla daha iyi olduğunu görmüş. Ve egzersizleri arttırarak çeşitli spor dalları ile uğraşmış.



Savaş sırasında yaralanan askerler için göreve çağrıldığında onları koruyarak güçlendirebileceği bu yaylı sistemi keşfetmiş. Yatan bir insanı hareket ettirebilmenin yollarını aramış ve yataktaki yay fikri aklına gelmiş. Düşüncelerini geliştirerek şuanki reformerın temellerini atmış. Plates bu buluşu ile eklemlere fazla yük bindirmeden hareket etmenin hatta zıplamanın mümkün olabildiğini gösteriyor.



Her buluş bir ihtiyaçtan doğarHer buluş bir ihtiyaçtan doğar

Bizler fizyoterapist olarak hastalık bilgisine ayrıntılı olarak sahip olduğumuz için rehabilitasyon prensipleri ile reformer platesin gücünü rahatlıkla birleştirebiliyoruz. Ayrıca manuel teknikler ile ağrılı bir bireyin ağrısını geçirdikten sonra reformer plates ile koruyarak güçlendirebiliyoruz. Bu nedenle platesin fizyoterapi teknikleri ile birleştiği zaman sağlıklı yaşama katkısı çok fazla oluyor. İlerde karşılaşabileceğimiz birçok kronik hastalığın önüne geçmiş oluyoruz.



Eklem ağrısı, kemik erimesi, kas ağrıları, bel fıtığı, gebelik gibi birçok durumda reformer plates, uygun hareket ve dirençlerle kişiyi hem koruyor hem de  fonksiyonunu geliştiriyor. Sizler de sağlıklı yaşam için bir adım atın, bilinçli, doğru ve koruyucu egzersiz için fizyoterapist eşliğinde reformer plates yapın.



Yazar: Eda Ezgi Sütcü

#astım #buluş #icat #josephhubertus #kemikerimesi #plates #raşitizm #reformerplates
https://haberton.com/her-bulus-bir-ihtiyactan-dogar/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed...

Mısır sapları elektrik enerjisine dönüştürülüyor

Adana’da hasadı yapılan mısırın tarlada kalan sapları özel makinelerle kesilip balya haline getirildikten sonra fabrikalarda yakılarak elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Kentte mısır hasadı sürerken, tarlada kalan ürün sapları da enerjiye dönüşmeye başladı. Son yıllarda yaygınlaşan ve özel makinede balyalanan mısır sapları, bazı fabrikalar tarafından elektrik üretiminde kullanıyor.Yüksek ısıda yakılan mısır saplarından elde edilen enerji, türbinlere aktarılarak elektrik […] source https://haberton.com/misir-saplari-elektrik-enerjisine-donusturuluyor/

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir Yıkıcı depremler sonrası çocukların yaşayabileceği travmalara dikkat çeken Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Sınıflara misafir olarak gelen bu öğrencilerimize ‘depremzede öğrenci’ demek onu kırabilir, ötekileştirebilir, kendini ayrımlaştırılmış  gibi hissettirebilir” dedi. Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük depremde kimi yakınlarını kaybetti, kimi yaşıtlarının yaşadığı afeti kilometrelerce öteden takip etti. Çocuklar deprem bölgesinde olsun ya da olmasın, yaşanan felaketten en ağır şekilde etkilendi. Peki bu süreçte onlara nasıl yaklaşmak, Türkiye'nin acı gerçeği depremi nasıl anlatmak gerekiyor? Deprem yaşayan çocukların yoğun kaygı ve korku içerisinde olduğunu aktaran Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. D...