Ana içeriğe atla

İstiklal Madalyası almış kahraman; Kara Fatma

İstiklal Madalyası almış kahraman; Kara Fatma
İstiklal Madalyası almış kahraman; Kara Fatma

Kara Fatma 1955 yılında aramızdan ayrıldı. Binlerce kadın kahramanlardan sadece biri. 98 bin kez teşekkür etsem az gelir. Bu öykü ülkemin adı bilinmeyen tüm kadın kahramanlarına adanmıştır...



İstiklal Madalyası almış kahraman; Kara Fatmaİstiklal Madalyası almış kahraman; Kara Fatma

YIL 1919...



YÜRÜYORDU...



Kısacık kesilmiş kızıl saçlarını ve yüzünü siyah bir örtüyle gizlemişti. Sadece yeşil gözleri görünüyordu. Ayağında eski çarıkları vardı. Beline doladığı kuşağın içinde biraz ekmek, birde sapı gümüş oymalı bir hançer. Yanından geçen atlı arabaları, kağnıları gördükçe kadın olduğu anlaşılmasın diye yüzünü yere eğiyordu. Susadıkça yol kenarlarındaki çeşmelerden su içti. Karanlık çökünce ağaç altlarında uyudu.



Sabah olunca tekrar yola koyuluyordu. Geçtiği bütün köylerde bir telaş, bir umutsuzluk hakimdi.



Düşman işgallere başlamıştı. Sinsi büyük bir yılan gibi, ülkesinin her yerine yavaş yavaş sokuluyordu.15 Mayıs'ta da İzmir işgal edilmişti. İzmir ve köylerinden hep kötü haberler geliyordu. Ülkesi yangın yeriydi. Oturmak, beklemek olmazdı. Zaten ömrü savaşlarda geçmişti. İyi nişancıydı. Hoyrat ve pis bir el, yapışmışken ülkesinin boğazına hiç beklemek olur muydu? Daha bir kararlı bastı toprağa.



Hem yürüyor, hem düşünüyordu. Bak dedi içinden bak HASAN TAHSİN'E.... Nasıl sıktı ilk kurşunu gavurun alnının çatına. Kolay mı öyle direnmeden teslim olmak. ALLAH BANADA KURŞUN YAKMAK NASİP ETSİN diye düşündü.



Duymuştu. Bir yiğit komutan olduğunu. Hiç görmemişti.



ADI MUSTAFA KEMAL

Önce samsuna gittiğini, şimdide Sivas'ta olduğunu biliyordu. Masmavi gözleri olduğunu söylüyorlardı. Bir de sarı bir kurda benzediğini. Görecekti onu kafasına koymuştu. Bende varım bu savaşta komutanım diyecekti.



İşte bu sebeple Bütün korkularından arınmış, emin ve kararlı adımlarla, iki oğlunu arkasında bırakarak namus için, özgürlük için, vatan için



İSTANBULDAN SİVASA YÜRÜYORDU...

Kara Fatma 1955 yılında aramızdan ayrıldı. Binlerce kadın kahramanlardan sadece biri. 98 bin kez teşekkür etsem az gelir. Bu öykü ülkemin adı bilinmeyen tüm kadın kahramanlarına adanmıştır...Kara Fatma 1955 yılında aramızdan ayrıldı. Binlerce kadın kahramanlardan sadece biri. 98 bin kez teşekkür etsem az gelir. Bu öykü ülkemin adı bilinmeyen tüm kadın kahramanlarına adanmıştır...

Sivas'a vardığında geceydi, uzun sürmüştü yolculuk, vilayetin oraya gitti önce bekledi. Göremedi. Üç gün sürdü bu bekleyiş. Üçüncü günün sonunda MUSTAFA KEMAL'İN de içinde olduğunu zannettiği bir grup vilayete yaklaşınca, saklandığı yerden çıkıp, attı kalabalığın önüne kendini.



"MUSTAFA KEMALİ GÖRECEM BEN" dedi.



Grup şaşkın, suikast tehlikesi mi, kim bu derken bir ses duyuldu.



MUSTAFA KEMAL: Kimsin efendi? Aç bir yüzünü görelim



Yüzünü kapatan örtüyü yavaşça açtı. Yeşil güzel gözlerini kaldırdı.



"KOMUTANIM, BEN FATMA SEHER. SİZDEN SAVAŞA KATILMAK İÇİN İZİN VE RÜTBE İSTEMEYE GELDİM İSTANBUL'DAN". dedi.



MUSTAFA KEMAL karşısında duran, boyu ancak 1.45 olan minicik ayaklı, beyaz tenli kadına baktı. Gözlerinin mavisi daha da bir mavi oldu.



MUSTAFA KEMAL; Hanım, savaş top tüfek işidir. Sen korkmaz mısın?



FATMA SEHER: Korkmam komutanım Bu ülkenin kadını da, erkeği kadar cengaverdir. Değilmi ki söz konusu vatandır. Asla korkmam dedi.



MUSTAFA KEMAL; Peki dedi gözün kara belli. O halde bundan sonra adın KARA FATMA olsun.



Yanındakilerden bir kağıt kalem istedi Bir şeyler yazdı kağıda. Fatma'ya son kez bakıp verdi kağıdı. Ve yürüdü vilayete doğru.



Aldı Fatma kağıdı ama bakmadı ne yazdı, bakamadı korkudan. Ama bir umutlu, bir mesut döndü yürüyerek İstanbul'a. Dönerken, dağlar taşlar ağaçlar Fatma'yla yürüdü. Kuşlar selam durdu.



İSTANBULA DÖNÜNCE BAKABİLDİ KAĞIDA



ONBAŞI KARA FATMA...İSTİKLÂL SAVAŞIMIZIN KORKUSUZ BİR NEFERİDİR

YAZININ ALTINDA MUSTAFA KEMAL'İN İMZASI.



KARA FATMA: 1888 Erzurum doğumlu, gerçek adı Fatma Seher olan, kurtuluş savaşımızın bir korkusuz kadın kahramanı. Eşi bir binbaşı. Birlikte Balkan Savaşı'na ve 1.Dünya Savaşı'na katılmışlar. Eşini Sarıkamış'ta kaybeder, iki oğlu vardır.


#istiklalmadalyası #kadınkahraman #karafatma #komutan #mustafakemalatatürk #nefer #savaş
https://haberton.com/istiklal-madalyasi-almis-kahraman-kara-fatma/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed...

Mısır sapları elektrik enerjisine dönüştürülüyor

Adana’da hasadı yapılan mısırın tarlada kalan sapları özel makinelerle kesilip balya haline getirildikten sonra fabrikalarda yakılarak elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Kentte mısır hasadı sürerken, tarlada kalan ürün sapları da enerjiye dönüşmeye başladı. Son yıllarda yaygınlaşan ve özel makinede balyalanan mısır sapları, bazı fabrikalar tarafından elektrik üretiminde kullanıyor.Yüksek ısıda yakılan mısır saplarından elde edilen enerji, türbinlere aktarılarak elektrik […] source https://haberton.com/misir-saplari-elektrik-enerjisine-donusturuluyor/

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir Yıkıcı depremler sonrası çocukların yaşayabileceği travmalara dikkat çeken Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Sınıflara misafir olarak gelen bu öğrencilerimize ‘depremzede öğrenci’ demek onu kırabilir, ötekileştirebilir, kendini ayrımlaştırılmış  gibi hissettirebilir” dedi. Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük depremde kimi yakınlarını kaybetti, kimi yaşıtlarının yaşadığı afeti kilometrelerce öteden takip etti. Çocuklar deprem bölgesinde olsun ya da olmasın, yaşanan felaketten en ağır şekilde etkilendi. Peki bu süreçte onlara nasıl yaklaşmak, Türkiye'nin acı gerçeği depremi nasıl anlatmak gerekiyor? Deprem yaşayan çocukların yoğun kaygı ve korku içerisinde olduğunu aktaran Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. D...