Ana içeriğe atla

Erzurum’da yorgancılığı tek başına sürdürüyor

Erzurum'da yorgancılığı tek başına sürdürüyor

Erzurum'da yaşayan Naci Malkoç (58), çocuk yaşlarda babasından öğrendiği yorgancılığı tek başına sürdürüyor.

Kalfa ve çırak bulamadığını söyleyen Morkoç, kendisinin de artık işi bırakmayı düşündüğünü söyledi.

Erzurum merkez Yakutiye ilçesi Aşağı Mumcu semtinde babasının yıllar önce kiraladığı iş yerinde yorgan sırıma işi yapan 4 çocuk babası Naci Malkoç, çocuk yaşta hem çalıştığını hem de okuduğunu belirtti. 70- 80'li yıllarda sezonda 10- 15 ton pamuk ve yünden yorgan yaptıklarını, müşterilere sıra verdiklerini ifade eden Malkoç, günümüzde mesleklerinin bitme noktasına geldiğini vurguladı. Bir oğlunun güvenlik görevlisi, 3 kızının da evlendiğini kaydeden Malkoç, kendisinin de kalfa ve çırak bulmada zorluk çektiklerini bildirdi.

Erzurum'da yorgancılığı tek başına sürdürüyor
Erzurum'da yorgancılığı tek başına sürdürüyor

Babasından öğrendiği mesleğini severek sürdürdüğünü anlatan Malkoç, "Erzurum'da yorgan sırımacılığı mesleği bitmiş gibi bir şey. Bir ben kaldım. 70- 80'li yıllarda 4'üncü aydan 10'uncu aya kadar 15 tona yakın pamuk ve yün kullanarak yorgan yapıyorduk. Geçmişte evlenen her genç kızın çeyizinde bir adet saten yorgan olurdu ama şimdi yılda sadece 10 sipariş ancak alıyoruz. Ben de artık bırakmayı düşünüyorum. Kalfa, çırak bulamıyorum. Bizden sonra bu işi yapacak kimse kalmadı. Erzurum'da kadınların evlerinde yorgan yaptıklarını duyuyorum ancak bizim yaptığımız gibi olmaz" diye konuştu.

Erzurum için yün yorgan kullanıldığını ifade eden Malkoç, "Erzurum için en iyi yorgan yün, sahillerde ise pamuk. Sahillerde sıcak yerlerde yün kullanamazsınız, kokar. Sık sık yıkanması lazım. Erzurum'da pamuk da kullanılıyor ama insanlarımız özellikle yün yorgan olmasını istiyorlar" dedi. 

Erzurum'da yaşayan Naci Malkoç (58), çocuk yaşlarda babasından öğrendiği yorgancılığı tek başına sürdürüyor.
Erzurum'da yaşayan Naci Malkoç (58), çocuk yaşlarda babasından öğrendiği yorgancılığı tek başına sürdürüyor.

'YÜNLER DEREDE YIKANMALI'

Erzurum'da kullanılan yün yorganın yapımının koyunların kırkımından başladığını anlatan Malkoç, "Koyunlardan kırkılan yünler derelerde yıkanır. Çünkü derede yıkanması sırasında yünün üzerindeki kiri gider. Çamaşır makinesinde yıkanan yün toplandığı için bundan ideal bir yorgan olmaz. Derede yıkanan yünler kurutulduktan sonra yorganda kullanılacak hale getirilir. Biz de bu yünü yaklaşık 6 saatlik bir çalışma sonunda yorgan haline getiririz. Erzurum'da saten işlemeli yorganlar da yapılıyor. Bunların yapımı 1 ila 10 gün arasında sürer. Ancak bu tür yorganlar biraz pahalı olduğu için tercih edilmez. Günümüzde yılda sadece 10 adet böyle yorgan yaparız" dedi.



source https://haberton.com/erzurumda-yorganciligi-tek-basina-surduruyor/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den