Ana içeriğe atla

D vitamini fazlası ciddi hastalıklara yol açar

D vitamini fazlası, vücutta hiç istenilmeyen yerlerde beyin dâhil kireçlenmeler ve buna bağlı ciddi hastalıkları ortaya çıkarır.

D vitamini fazlası, vücutta hiç istenilmeyen yerlerde beyin dâhil kireçlenmeler ve buna bağlı ciddi hastalıkları ortaya çıkarır.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, vücuttaki D vitamini seviyesinin koronavirüse etkisine ilişkin, "D vitaminini fazla alırsanız, vücutta hiç istenilmeyen yerlerde beyin dâhil kireçlenmeler ve buna bağlı ciddi hastalıklar ortaya çıkar. Bir insanın vitamininin yüksek değil, normal düzeyde olması önemlidir" dedi.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, vücuttaki D vitamini seviyesinin koronavirüse yakalanma ve ölüm oranlarına etkisini değerlendirdi. Vitaminlerin vücudun işlevinde önemli rolü olan maddeler olduğunu belirten Prof. Dr. Ceyhan, "Vitaminler maalesef halka öyle sunuluyor ki sanki bağışıklık sistemi vitaminlerin üzerinde ve bağışıklık dışında bir fonksiyonları yok. Vitaminlerin daha önemli fonksiyonları ve bağışıklık üzerine de olumlu etkileri vardır. Vitaminlerin doğal kaynaklarından karşılananlarıyla ilaç olarak sunulanları arasında farklar var.

D vitamini fazlası, vücutta hiç istenilmeyen yerlerde beyin dâhil kireçlenmeler ve buna bağlı ciddi hastalıkları ortaya çıkarır.
D vitamini fazlası, vücutta hiç istenilmeyen yerlerde beyin dâhil kireçlenmeler ve buna bağlı ciddi hastalıkları ortaya çıkarır.

Suda eriyen vitaminler 'B' ve 'C' vitaminleridir. Yağda eriyen vitaminler ise 'ADEK' diye adlandırdığımız 'A', 'D', 'E' ve 'K' vitaminleridir. Suda eriyen vitaminlerin fazla kullanımında idrarla atılır. Ancak çok yüksek dozlarda alınırsa böbreğe zarar verir. Yağda eriyen vitaminlerde ise bunlar yağda eridiği için vücutta depolanırlar. Vücuttan fazlası atılmaz birikir; belli bir seviyeyi geçince de en az eksikliği kadar ciddi hastalıklara sebep olurlar. D vitaminini fazla alırsanız vücutta hiç istenilmeyen yerlerde beyin dâhil kireçlenmeler ve buna bağlı ciddi hastalıklar ortaya çıkar. Bir insanın vitaminin yüksek değil, normal düzeyde olması önemlidir" diye konuştu. 

'D VİTAMİNİ AL KULLAN, DEMEK YANLIŞTIR'

Prof. Dr. Ceyhan, belli grupların, özellikle yaşlılar ve huzurevinde kalan bireylerin yeteri kadar dışarı çıkmadıkları için ayrıca kronik hastalıkların D vitamini ihtiyacının artabileceğini belirtti. Küçük bebeklerde de D vitamini ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Ceyhan, "Çocuk yürümeye başlayana kadar doğumdan itibaren D vitamini takviyesi yaptırırız.

Bunu hekim ile dozunu kontrol ederek vermediğiniz zaman toksit yani zehirleyici olabilir. 1 yaşındaki bir çocuğun 25 mikrogram, 1 ile 10 yaş arasındaki çocuk 50 mikrogram, 10 yaşın üzerinde ve yetişkinlerin günde 100 mikrogramın üzerinde uzun süre D vitamini alması vücuda zarar verir. İnsanların 'Eczaneden D vitamini al, kullan' demeleri yanlıştır. Bir defa kullanırsınız tehlikesi olmayabilir; ancak uzun süre kullanımda o kişi hastalanır. Mutlaka hekim kontrolünde eğer gerekiyorsa D vitamini alınmalı" dedi.

'VÜCUTTAKİ DEPO ONU KARŞILAR'

Prof. Dr. Ceyhan, kış mevsiminin bitiminde hiç kimsede D vitamini eksikliği gelişmediğine dikkat çekerek, "Vücuttaki depo onu karşılar. O yüzden bir insan havanın güneşli olduğu dönemde hele ki Türkiye gibi güneşin bol olduğu bir ülkede günde 1 saat yüzü, elleri, ayakları, bacağının bir kısmı açık 1 saat dolaşıyorsa yeteri kadar D vitamini alıyordur. Gıdalarında da süt ve süt ürünleri ile yeşil sebzeleri tüketiyorsa o insanın 'Bende D vitamini eksiktir' diye düşünmesine gerek yok. 'Pandemi nedeniyle bir süredir evlerde kapalı kalındı' şeklinde insanlarda D vitamini eksikliğini düşünmemek lazım" diye konuştu. 



source https://haberton.com/d-vitamini-fazlasi-ciddi-hastaliklara-yol-acar/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den