Ana içeriğe atla

Ev sahibi ile kiracılar karşı karşıya

Ev sahibi ile kiracılar karşı karşıya
Ev sahibi ile kiracılar karşı karşıya

Kira fiyatlarında yaşanan fahiş artışlar nedeniyle ev sahibi ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar çoğaldı. Kimi ev sahibi kira fiyatlarını yasal sınırının altında tutarken kimi de yüksek zam talep ediyor. Anlaşma sağlanamayan durumlarda ise taraflar hukuki yollara başvuruyor.



Son dönemde kira bedellerinde ciddi bir artış söz konusu. Makul fiyatta ‘yaşanabilir’ kiralık bir daire bulmak, neredeyse bir hayal. Asgari ücretle geçinen bir aile için iyi bir semtte oturmak pek mümkün gözükmüyor. Beyaz yakalılar, kamuda çalışanlar gibi orta gelire sahip kişiler ise neredeyse maaşlarının yarısını kiraya yatırıyor.



BETAM tarafından hazırlanan “sahibindex Kiralık Konut Piyasası Görünümü” raporuna göre, yıllık kira artış oranı İstanbul’da ,7, Ankara’da ve İzmir’de oldu. Bu gelişmeler sonucunda ortalama kiralık konut ilan m² fiyatları İstanbul’da 44 TL, Ankara’da 21 TL, İzmir’de ise 27 TL oldu.



Ev sahibi ile kiracılar karşı karşıyaEv sahibi ile kiracılar karşı karşıya

Kiracı ile ev sahibi ilişkisinde kim haklı?

1 Temmuz 2023 tarihine kadar kira artışına yüzde 25 limiti getirilmişti. Ancak buna rağmen bazı ev sahipleri limitin üzerinde kira bedeli istemeye devam ediyor. Anlaşma sağlanamayan durumlarda ise çözüm hukuki yollarda aranıyor.



Yasal düzenlemeden kaçmak isteyen ev sahiplerinden bazıları mevcut kiracıyı çıkarıp evini daha yüksekten kiraya vermek için, bazıları da fahiş fiyatla kiraladıkları kişilerden tahsilatta zorlandığı için çareyi tahliye davalarında aramaya başladı. Sulh ve icra hukuk mahkemelerinde görülen kira tespit ve kira tahliye davalarının, bir yılda ikiye katlandığı ifade ediliyor.



Ülke genelinde neredeyse tüm kiracıların mağdur olduğu ortada. Duruma bir de mal sahibi yönünden baktığımızda ise evinin değeri 5-10 katına katlanmış birinin hala sabit fiyat aldığını düşünürsek ev sahibini de haklı görüyoruz. Dolayısıyla böyle bir durumda en iyi çözüm uzlaşmak, orta yolu bulmak olacaktır.



Kira zam anlaşmalarına ‘arabuluculuk’ şartı geliyor

Ev sahibi ile kiracılar arasında yaşanan anlaşmazlıklar mahkemelerde yoğunluk oluşturdu. Hükümet, hem zam sorununu çözmek hem de mahkemelerdeki yoğunluğu azaltmak amacıyla kira uyuşmazlıklarında 'arabuluculuk' sistemini hayata geçirecek.



Kira fiyatlarında yaşanan fahiş artışlar nedeniyle ev sahibi ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar çoğaldı.Kira fiyatlarında yaşanan fahiş artışlar nedeniyle ev sahibi ile kiracılar arasındaki anlaşmazlıklar çoğaldı.

Bu ay gündeme gelmesi beklenen yeni düzenleme yasalaştığında ev sahibi ve kiracı arasındaki uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucu devreye girecek. Doğrudan mahkemeye giden davalar reddedilecek. Kira alacakları, kat mülkiyeti uyuşmazlıkları gibi sorunlar arabulucu sistemiyle çözüme kavuşturulacak.



Arabuluculuk görüşmelerinin 3 hafta içinde tamamlanması planlanıyor. Zorunlu durumlarda ise bu süre en fazla 1 hafta kadar uzatılabilecek. Görüşmeler sonrasında anlaşma sağlanmazsa mahkemede dava açılabilecek.



Sosyal konut projesi kira fiyatlarını etkiler mi?

Emlak sektöründeki sorunların sebeplerinden biri de arz sıkıntısı. Gayrimenkul uzmanları son üç yılda konut üretiminin geçmiş yıllara oranla daha az gerçekleştiğini söylüyor. Sosyal konut projesinde inşa edilecek olan 500 bin konut ile sektördeki yüksek talebi azaltacak adımların atılması bekleniyor.



Hiçbir maliyet artışı yok iken, 30-50 yıllık binaların fiyatlarının üçe, dörde katladığını gördük. Bunlar tamamen mal sahiplerinin 'Bana muhtaçsınız' müteahhitlerin 'Ben yapmasam ev bulamazsınız' gibi baskılarından oluştu. Toplumsal bir psikolojik baskı var ve o baskıyı sosyal konut projelerinin hafifletmesi bir nebze olsun toplumu rahatlatacaktır. 



Yazar: Tuğba Öztürk

#emlak #evsahibi #kiraartışı #kirafiyatları #konut #konutkirası
https://haberton.com/ev-sahibi-ile-kiraci-karsi-karsiya/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed...

Mısır sapları elektrik enerjisine dönüştürülüyor

Adana’da hasadı yapılan mısırın tarlada kalan sapları özel makinelerle kesilip balya haline getirildikten sonra fabrikalarda yakılarak elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Kentte mısır hasadı sürerken, tarlada kalan ürün sapları da enerjiye dönüşmeye başladı. Son yıllarda yaygınlaşan ve özel makinede balyalanan mısır sapları, bazı fabrikalar tarafından elektrik üretiminde kullanıyor.Yüksek ısıda yakılan mısır saplarından elde edilen enerji, türbinlere aktarılarak elektrik […] source https://haberton.com/misir-saplari-elektrik-enerjisine-donusturuluyor/

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir Yıkıcı depremler sonrası çocukların yaşayabileceği travmalara dikkat çeken Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Sınıflara misafir olarak gelen bu öğrencilerimize ‘depremzede öğrenci’ demek onu kırabilir, ötekileştirebilir, kendini ayrımlaştırılmış  gibi hissettirebilir” dedi. Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük depremde kimi yakınlarını kaybetti, kimi yaşıtlarının yaşadığı afeti kilometrelerce öteden takip etti. Çocuklar deprem bölgesinde olsun ya da olmasın, yaşanan felaketten en ağır şekilde etkilendi. Peki bu süreçte onlara nasıl yaklaşmak, Türkiye'nin acı gerçeği depremi nasıl anlatmak gerekiyor? Deprem yaşayan çocukların yoğun kaygı ve korku içerisinde olduğunu aktaran Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. D...