Ana içeriğe atla

Kaynanayı ne yapmalı?

Kaynanayı ne yapmalı?
Kaynanayı ne yapmalı?

Kaynanayı ne yapmalı, kaynar kazana atmalı, yandım gelin dedikçe üstüne odun atmalı...Kaynanan bir melek mi? Yoksa kazanda haşlayıp suyuna da pilav mı yapmalı? Gelinler; Kaynanayı ne yapmalı?



Kaynanaları gözünde gelinler neden hep kötüdür? Sizde kocanıza "Ya annen, yada ben" diyerek tercih hakkı sunan gelinlerden misiniz? Gelinlerin kayınvalideden beklentileri nelerdir, neler olmalıdır? Kaynanızla gönül bağınız birbirine bağlımı. Sana sevgisini, ilgisini gösteriyor mu, yoksa sana da sıradan insanlara davrandığı gibi mi davranıyor? Yoksa sen onun için sıra dışı değil sıradan mısın? Seni dinliyor mu? Sana sahip çıkıyor mu? Oğlundan öte misin? Gelini değil de kızı mısın? Yoksa oğlu ile arasındaki şeytan mısın?



Öncelikle herkes bir anne. Sende annesin veya anne olacaksın. Sende bir annenin evladısın. Oda bir annenin evladı ve anne. Ötesi artık bir kayınvalide. Genelde oğlan çocuğu doğuran kadınlarımızın evlatları kız çocuğa göre daha oranla daha değerli. Oğlan bir nimet, hayat, para, sevgi kaynağı bu yüzden de annelerin dışarıdan gelecek olan kızlara kapıları kapalı. Gelinler kaynanaların gözünde, dilinde el kızı.



Peki kendisi bir zamanlar el kızı değil miydi? Gelin olmadı mi? Tüm kadınlar bir gün erkek evlat doğurunca asla gelinime bana davranıldığı gibi davranmayacağım, gelinime kayınvalidemin yaptığını yapmayacağım dese de sözünü tutmaz.



Kaynanayı ne yapmalı?

Madde 1. Evlenmeden önce oğullarını önemsemeyen anneler, okuluna gidip ziyaret etmeyen, kaldığı evi temizlenmeyen, kimle arkadaşlık kurduğunu bilmeyen anneler oğulları evlenince kıymete biniyor.
Gelinin evinden çıkmak istemediği gibi oğlunu yalnız bırakmak istemeyip tatillere, gezmelere, düğünlere, derneklere oğlu ile gitmek istiyor. Nede olsa oğlumun evi temalı kitabı o yazmış.



Madde 2. Hayati boyunca oğlu için çeyiz yapıp para biriktiren anne oğlu evlenince geline hiç bir şey vermeyen, hiç bir takı takmayan, masraf yapmayan pinti bir kayınvalideye dönüşüyor. Gelini sevmez, çirkin bulur, oğluna yakıştırmaz, dedikodusunu yapar, mutlu değildir ve oğluyla gelininin evliliğini bozmaya çalışır onların da mutsuzluğuna sebep olur. Birde bunların ardından ona anne demeni ister. Dua değil beddua eder.



Madde 3. Cok sevdiği oğlunun oğlunu görmezden gelir. Daha torununu görmeyen kayınvalideler yarısı canımın, yarısı yılan yavrusu diyip kendi oğlunun çocuğunu soyutlar. Yada soyunu yürütemeyen kız evlat doğuran gelinler suçlanır. Çocuğu olmayalar da hep gelinin kısırlık döngüsüdür. Gelinin ailesi hep suçlanır. Doğum ve tohum farklıdır çünkü.



Madde 4. Sen artık gelinim değil benim kızımsın diyip size hala el gibi davranır. Alttan alttan laf sokmaları, iğnelemeri bitmez. Kendi kızından ayrı tutmaları, gelinlere kül kedisi muamelesi yapmaları da çabası. Çenesi susmayan ezeli düşman.

Madde 5. Kendi kendine tribe girip geline yüz çevirmeleri, isteklerini kendisi dile getirmeyip elalemi öne sürmeleri. Kötü olay olduğunda biz bir aileyiz diyip masaya oturulan fakat çözüme kavuşturmayan, iyi olaylar olunca gelinin haberi dahi olmayan sadece oğullarıyla konuşan konular.



Kaynanayı ne yapmalı, kaynar kazana atmalı, yandım gelin dedikçe üstüne odun atmalı...Kaynanan bir melek mi? Yoksa kazanda haşlayıp suyuna da pilav mı yapmalı? Gelinler; Kaynanayı ne yapmalı?

Madde 6. Oğlunu bu zamana kadar eğitememiş kötü yoldan alıkoyamamış bir anne gelin düzeltsin diye beklenti icine girmeleri ve hiç bir yardımda bulunmamalari. Gelinine kocana sahip çık demeleri ve gelinin kocasina sahip çıktığında da oğlumu bana karşı doldurma cümleleri ve oğluna şikayet etme dersleri, Sessiz kalan gelinlere hırcınlıkları, sessiz kalmayana daha da kötü muamele yapmaları.

Gelelim baldan tatlı kaynanalara. Sloganları Savaşta barışta yan yana. Ağzı var dili yok olanlara. Oğlu ve gelininin arasına girmeyenlere, torun bakanlara. Hiç bir özel günü unutmayanlara. Özel olanlara. Bir zamanlar gelin olduğunu unutmayan ve geline gelin gibi değil kızı gibi davranan kaynanalara. Savunan adil olan, oğlunu değil gelinini tutan kaynanalara. Elalemin ağzını kapatanlara dedikoduculara fırsat vermeyen kaynanalara. Gelinin ailesi yoksa ailesi olan annesi olan kaynanalara. Dünürleriyle iyi anlaşan kaynanalara.

Beraber alışveriş yapıp, gelin kaynana programlarına katılan. Sabah kahvaltısı, beş çayı, mangal partisi yapıp elalemi düşünmeden gezip dolaşan kaynanalarımız var aramızda. Gelini çalışsın diye torununa bakan, okula götürüp getiren, yaşına hastalığına önem vermeden belki de elinde bastonla torunuyla dans eden torununu kız erkek fark etmek sizin seven tatlı kaynanalar. İşte bunlara anne deniyor. Ve anneniz kadar sevgiyi saygıyı hakediyor.

Geliniz ile aynı şehirde yaşayıp, aynı kuralları bilmeyebilirsiniz. Farklı kültürlere sahip farklı ülkelerde de yaşayabilirsiniz. Geliniz farklı bir ailede yetişmiş veya ailesi olmaya da bilir. Sizin istemediğiniz farklı kişilik özelliklerine de sahip olabilir. Ama bu sizin gelininiz olmadığına veya olmayacağına işaret değildir. Ve unutmayın ki bir zamanlar sizde gelindiniz. Benim kaynanam mi? Bir tebessümü ile yaz getiriyor memleketimin dört bir yanına, yarının ötesinde, bugünümde ve sonsuzluğumda.



Yazar: Ela Danış

#anne #damat #gelin #kayınvalide #kaynana
https://haberton.com/kaynanayi-ne-yapmali/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den