Ana içeriğe atla

Işıkla ve sevgiyle; İlhan İrem

Işıkla ve sevgiyle; İlhan İrem

Sen eşsiz sesinle, muhteşem şarkılarınla, onurlu duruşunla ve bize yaşattığın tüm güzelliklerle kalplerimizde daima yaşayacaksın İlhan İrem, mekanın cennet olsun.



Çocukluğumuzun, gençliğimizin, ilk aşklarımızın, ayrılıklarımızın, hüzünlerimizin, sevinçlerimizin, akşamlarımızın, yazlarımızın, en güzel demlerimizin en önemli değerleri bir bir terk ediyor bizleri, dünya her geçen gün daha karanlık, çorak, yalnız ve yaşanmaz bir hâl alıyor kirleniyor. Geçtiğimiz hafta perşembe akşamı itibariyle Türk müzik dünyasının büyük üstatlarından İlhan İrem de öte âleme göçtü.



Bir süredir sağlık sorunlarıyla uğraşıyor, böbrek yetmezliği nedeniyle diyaliz tedavisi görüyordu usta sanatçı Perşembe gecesi de ölüme yenik düştü. Bu acı haber herkesi şüphesiz büyük bir şoka uğrattı inanmak istemeyenler oldu ancak ne yazık ki gerçek buydu. Gerçeğin ortaya çıkmasıyla birlikte bu şok havası yerini derin bir üzüntü ve mateme bıraktı ünlü/ünsüz birçok isim sosyal medya kanallarından üzüntülerini bildiren başsağlığı mesajlarını yayınladı. Kimileri çocukluk, gençlik yıllarının onun şarkılarıyla geçtiğinden bahsederken kimileri de onu yakından görme hatta yakından tanıma şerefine nail oldukları için şanslı olduklarını dile getirdi ortak görüş ise kendisinin şarkılarıyla bir döneme damga vurduğu ancak her nesle iz bıraktığı kişiliğiyle de gönülleri fethettiğiydi.



Işıkla ve sevgiyle; İlhan İrem

Gerçekten de öyle İlhan İrem gerek müziği, gerek yaptığı şarkılar gerekse de onurlu duruşu ve karakteriyle herkesin gönlünü fethetmeyi başarmış bir sanatçıydı. ‘’Konuşamıyorum’’, ‘’Anlasana’’, ''Olanlar Olmuş'', ''İşte Hayat'' gibi şarkılarıyla 70’li ve 80’li yıllarda fırtına gibi esmiş çocukluk, gençlik yılları o günlere denk gelenlerin dostu, yoldaşı, dert ortağı, sırdaşı her şeyi olmuştu. Onların hüzünlerine, sevinçlerine, ayrılıklarına, haykırmak isteyip de haykıramadıklarına bu güzel şarkılarla eşlik etmiş gönül sayfasına adını altın harflerle kazımıştı fakat bu sadece bu dönemle sınırlı kalmadı elbette.



Onun ardından gelen nesil de onu şarkılarıyla büyüdü, ayrılıklarına, aşklarına, çocukluklarına, gençliklerine onunla kederlendi, mutlu oldu, heyecanlandı kaldı ki İlhan İrem sadece bir nesil boyunca devri sürecek bir isim değildi gerekse şarkıları gerekse de kişiliğiyle nesiller boyunca sevildi, sevilmeye de devam ediyor edecek de. Fakat elbette onun hayatımıza girdiği yılları yaşayabilenler çok şanslıydı.



Her zaman dik duran, onurlu, çağdaş, Atatürk’e ve ilkelerine daima saygı duyan, onları koruyup savunan, ülkesine derin bir sevgiyle bağlı, saygılı, mütevazı ve yalın bir kişiliğe sahip bir düşünce insanıydı aynı zamanda usta sanatçı onu tanıyan tanımayan herkes de bilirdi bunu. Örneğin hayranlarına hep ‘’Âşık Ruhlar’’ diye seslenirdi onların da kendisiyle aynı yola baş koyan hayata, doğaya, insana âşık ruhlar olduğunun bilincindeydi çünkü.



Sen eşsiz sesinle, muhteşem şarkılarınla, onurlu duruşunla ve bize yaşattığın tüm güzelliklerle kalplerimizde daima yaşayacaksın İlhan İrem, mekanın cennet olsun.

İçten pazarlıklı hayallerin hiçbir zaman gerçekleşmediğini cesurca haykırmaktan çekinmedi, ülkeyi karanlığa götürmek isteyenlere karşı daima dimdik durdu. Hayata, doğaya, bu ülkenin iyi insanlarına büyük bir aşkla bağlıydı her zaman ama tutkuyla bağlı olduğu bir şey daha vardı o da sevgili eşi Hansu Hanım’dı. 1991 yılında hayatlarını birleştiren çift 31 yıl boyunca dolu dolu bir ömrü paylaştılar. Evlilikleri boyunca kameralardan uzak kalmayı, aşklarını gözlerden ırak yaşamayı tercih etmişlerdi onları magazin programlarında hiç görmedik ama örnek bir çift oldukları onları yakından tanıyan herkesin hemfikir olduğu bir konuydu zaten kendisi de pek göz önünde olmaktan hoşlanmazdı.



67 senelik ömrü boyunca çok sık demeç vermeyen, televizyonlarda pek gözükmeyen bir insan oldu, kendince doğru olan da buydu aslında dedim ya bir çizgisi vardı yaşamı boyunca ondan hiç sapmadı çoğunlukla gözlerden ırak kalmayı tercih etmesi de duruşunun bir yansımasıydı.

Kendisiyle ve yaşamla daima barışıktı amma velakin yaşı ilerledikçe sağlık sorunları da ortaya çıkmaya başladı böbreklerinde baş gösteren rahatsızlık 2016’da böbrek yetmezliğine döndü ve diyaliz tedavisi görmeye başladı usta sanatçı. Zaman içinde durumu ağırlaştı ve işin acı yanı bu böbrek naklini de imkansız kıldı buna rağmen ölüme direnmeye devam etti İlhan İrem. Eşi Hansu İrem de onun bu süreçte en büyük destekçisiydi hatta usta sanatçı vefat etmeden kısa süre önce sosyal medya hesabından eşiyle birlikte bir fotoğraf paylaşmış ve altına ‘’ Tüm zamansızlıkları içinde sevginin…’’ yazmıştı.



Fakat geçtiğimiz hafta Perşembe günü, sıcak bir temmuz akşamında gelen acı haberle yürekler buz kesiverdi birden; İlhan İrem 67 yaşında böbrek yetmezliğinden aramızdan ayrılmıştı böylece hayat paletimizden bir renk daha kaybolmuş, eski ama güzel günlerimizin mihenk taşlarından biri daha eksilmişti haber herkeste büyük bir şok ve derin bir acı bıraktı.





Vasiyeti Atatürk Kültür Merkezi’nde kendisi için bir cenaze töreni yapılması, naaşının üzerine Türk Bayrağı örtülmesi ve Aşiyan Mezarlığı’na defnedilmekti bunu da Hansu Hanım vefatından kısa süre sonra açıkladı.
Ve geçen hafta cumartesi günü vasiyetinde belirttiği gibi AKM sahnesinde düzenlenen törenin ardından Aşiyan mezarlığında sonsuz uykusuna çekildi, tabutu da Türk Bayrağı ile örtülmüştü.



Ondan geriye kalbinden, ruhundan, hayatından büyük bir parça kopan acılı bir eş, yüreklerinden kocaman bir sayfa eksilen onca gönül dostu, bir yanları eksik kalan ama her zaman onun ruhunu yaşatacak hep ‘’IŞIKLA VE SEVGİYLE’’ onun adımlarını takip edecek olan ‘’ÂŞIK RUHLAR’’ ordusu, billur sesiyle hayat verdiği sayısız güzel şarkı, o şarkılarla büyüyecek onlarla ilk aşklarını, ayrılıklarını, sevinçlerini, hüzünlerini tadacak onlarca nesil eşlik ettiği bir dolu acı-tatlı özel hatıra ve tadı daha da kaçan bir hayat kaldı.



Sen eşsiz sesinle, muhteşem şarkılarınla, onurlu duruşunla ve bize yaşattığın tüm güzelliklerle kalplerimizde daima yaşayacaksın İlhan İrem, mekanın cennet olsun. Hep söylediğin gibi IŞIKLA VE SEVGİYLE… DAİMA.



Yazar: Ayşegül Yenilmez

#ilhanirem #müzisyen #sanatçı #şarkıcı
https://haberton.com/isikla-ve-sevgiyle-ilhan-irem/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den