Ana içeriğe atla

Alkışlar güven veremez

Alkışlar güven veremez

Pandemi döneminde balkonlardan çıkıp alkışladığınız sağlık çalışanlarına o alkışlar güven veremez. Alkışlarla güven, masallarla sevgi verilmez. Bu cinayet, buna susan herkesin ortak günahıdır.



Herkese yeniden merhaba. Yazmayalı uzun zaman oldu. Güzel bir konu ile yeniden merhaba demek isterdim ama maalesef canım ülkemin canım gündemi izin vermiyor. Bu yazı yayımlanana kadar bile kaç kez değişecek, kaç kez üstüne felaketler eklenecek?



Hep sevgiden bahsederim ben. Sevgiye inanırım. Birleştireceğine, iyileştireceğine... Ama ben etrafıma baktığımda sevgiye dair bir şey bulamıyorum. Birileri bir kürsüye çıkıp insanları nefret dolduruyorlar. Artık içlerinde de tutmuyor, gittikleri yerlere dağıtarak gidiyorlar.



6 Temmuz 2022 tarihinde bu ülkede bir doktor, Ekrem Karakaya, görevi başındayken şehit edildi. İlk değildi. Ve kimse son olması için bir şey yapmıyor. Tıpkı ondan öncekiler son olsun diye uğraşmadıkları gibi. Bunun öncesinde de malum şartlar nedeniyle yurtdışına giden doktorlar için "Giderlerse Gitsinler" denmişti. "Giderlerse Gitsinler. Neden diyorum. Neden yaşatmak için canını dişine takmış insanlara karşı bu kadar öfke ve kin beslenir?



Şimdi ne olacak? Ekrem Karakaya´nın 2 çocuğu vardı. O çocuklar, ailesi, sevdikleri günlerce bekleyecekler. Kimse gelmeyecek. Gelemeyecek. Yalnızca nefret edip ettiriyorsunuz. İnsanlara vergi ve oy gözüyle bakıyorsunuz. Bilmem nerenin simsiyah istatistik tablolarında sayıyı bir arttıracak, kapkara puntolarla bir değer olacak hayatlar olarak görüyorsunuz. Ve siz, kendiniz dışında kimseyi umursamayanlar. Sizin planlarınızda gitmek olmasa bile gideceksiniz. Gitmek; artık sizin için bir seçim, yol ayrımı değil zorunluluk olacak.



Alkışlar güven veremez

Dağıtılan nefreti alan herkes en az dağıtan kadar suçludur. İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliği akıllı olmasıdır. O zaman o özelliği kullanmak gerekir. Duyulan her şeye inanmamak gerekir. Gazla çalışmak tehlikelidir, mantık daha güvenilirdir. Denemeniz tavsiye edilir. Herkes sinirlenir bir şeylere. Ama dışarı çıkıp önüne geleni öldürmez. Cinayetin indirimi, bahanesi olmaz.



Karşılaştığınız sorunların asıl suçlusu olmayan insanlara yalnızca onlara gücünüz yettiği için zarar veremezsiniz. Hadi sisteme karşı çık sıra beklemek istemiyorsan. 5 dakikada 1 hasta bakmaya mecbur bırakılan doktora saldırma. Gerçekten kimin suçuysa git onunla hallet meseleni. Ama gücün yetmediği için cevap veremediğin insanlara olan hırsını masumlardan alma.



Doktorlar haklarını aramak için sokağa çıkıp protesto ederken biber gazıyla müdahale edildi. Fenalaşan polise, biber gazı sıktıkları doktor yardım etti. Söz de burada bitti.



Pandemi döneminde balkonlardan çıkıp alkışladığınız sağlık çalışanlarına o alkışlar güven vermez. Alkışlarla güven, masallarla sevgi verilmez. Bu cinayet, buna susan herkesin ortak günahıdır. Yaşatırken elinden bir yaşam alınmış Ekrem Karakaya ve tüm diğer sağlık çalışanlarına binlerce teşekkür ve özür borcumuz var. Yattığınız yer incitmesin.





Yazar: Nurdeniz Akgün

#alkış #cinayet #ekremkarakaya #sağlıkçalışanları #sağlıktaşiddet #sağlıktaşiddetehayır
https://haberton.com/alkislar-guven-veremez/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den