Ana içeriğe atla

Algı yönetimi ve manipülasyon

Kanmanın ve Kandırmanın Psikolojisi. Algı yönetimi ve manipülasyon... Henry Kissinger ''Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir; fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir.Bu söz aslında dünyanın kısa özetini vermektedir. Barış adı altında çıkarılan savaşlar, özgürlük adı altında takılan prangalar vb. Gerçekle aramıza giren algı yönetmenleri ve manipülatörler gördüklerimiz, duyduklarımız, yaşantılarımız hatta dokunduğumuz her şeyi ustaca nasıl yorumlayacağımızı bizi anlatırlar.Gerçeği görebilmek gerçekten kolay değildir. Çok acı bir şey olmalıdır insanın kendi arzusu kendi isteğiyle kendine zarar vermesi. Manipülasyon süreci tam olarak böyle işlemekte bireyselden öte geniş kitleler üzerinde büyük bir başarı sağlamaktadır.Algı yönetimi ve manipülasyon bireysel bölgesel ya da küresel ölçekte olabilir. Kişi veya kitlenin eleştirel düşünmesini engelleyip aradaki yalanı saklarlar. Algıları yönlendirilen bireyler bazen en basit soruları bile soramaz. Algı yönetimi içerisinde bir çok stratejik hamle barındırır. Bunlar ikna, propaganda, kamu diplomasisi, pazarlama vs. ilişkilidir ve çok kompleks ve çift yönlü etkileşimli bir süreçtir. Hedef kitlenin algılarının yönetilmesi için çoğu şeyin eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi gerekir.Mesela ; Mondehay Vanunu 1986 yılında İsrail'in gizli nükleer silah programını açıklamasının ardından MOSSAD ajanları tarafından yakalanmak istenmekteydi. Yapılan plana göre Vanunu her sabah uğrayıp gazetesini aldığı bayinin önünde bir kadınla tanışacaktı. Ancak kadın onun ilgisini kazanmak için her hangi bir girişimde bulunmayacaktı. Buna tesadüf tabanlı karşılaşma deniyor. Vanunu her şeyin tesadüfen hayatın akışında gerçekleşeceğini zannedecekti. Plan tıkırında işledi arkadaşının onu uyarmasına rağmen kadını tamamen kendisinin ayarladığını ve bir sorun olmayacağını belirtti. Vanunun duygularına söz geçirememesi onun 18 yılına mal olmuştur.İsrail istihbaratı olayı anlatırken tamamen vanunun hoşlanabileceği kadın profili üzerinden gidilmiş ve duygularına hitap eden bir kadın seçildiği söylenmiştir. Algıların hassas bir şekilde yönetilmesi duygusal zaaflardan faydalanmış ve başarılı olunmuştur.Algı yönetimi akıla değil duygulara hitap eder. Bunlar korku, öfke ve şehvettir. Pazarlama uzmanları iyi bir pazarlamanın sırrının duyguları hareke geçirmek olduğunu bilir. Öyle ki duygularımız aslında bizim ne göreceğimizi bile etkiliyor.Yapılan bir sosyal deneyde iki kişi tiplemesi seçilmiş ve bunların bir oyun oynanması istenmiş burada ki asıl denekler ise oyunu gözetleyen kişilerdir. Oyunu gözlemleyip oyun oynarken kişilerin yaptığı fail hareketleri not alınması istenmiş. Ortamda bulunan iki kişide gözetleyen kişileri bekletmiş ve ortama geç gelmiştir. Araştırmacı geç kaldığını söylediğinde ise, birinci geç kalan kişi geç kaldığı için özür dilemiş ve herkese birer şeker vermiş yerine geçmiştir. İkinci olarak gelen işbirlikçi deney geç kalındığı söylendiğinde rahatsız edici cümleler kurmuş ve küfür ederek kulaklığı kafasından geçirip yerine geçip müzik dinlemeye başlamıştır.Oyun başladıktan sonra ışık yandığı zaman gözlemcilerin tek yapacağı şey oyunun kurala uygun hareket olup olmadığını söylemektir. Gözlemcilerin çoğu birinci gelen kişi için yanlış bir hareket yapsa da doğru olarak kabul etmiş diğer işbirlikçi denek için ise aksini gerçekleştirmiştir. doğru olan hareketine yanlış olarak değerlendirmiştir.Sonuç olarak bir duygusal bağ olmayan deneklere karşı bile davranışsal bir tutum vardır. Sevdiğimiz güvendiğimiz bir kişiye yanlış olsa bile inancımız yüksektir. Sevilmeyen bir kişi ise doğru bir tavır bile olsa onu algılayıp göremeyiz.Burda aslında şu önemli bir kavramdır. Gerçek sonradan ortaya çıksa bireylerin veya kitlelerin güveni sarsılmaz mı ? Algı yönlendirenler kar-zarar hesap eder eğer değişken kritiğin faydası eğer yüksekse istenilen algıya çok zarar vermeyecek ve istenilen sonuca zaten ulaşılacaktır. Algı yönetimi sadece bir yalan değildir. Gerçeklik payı vardır ama gerçeklik payı taşısa da, sonuçta bir yalandır. Kandırma sürecinin 4 bileşeni vardır.Algı yönetimi ve manipülasyon- Truman ShowKandıran, kandırılan, kandırma konusu ve bağlam. Burada kritik olan kandırılan kişidir. Algı yönetimi her zaman başarılı olamaz uyulması gereken bazı kurallar vardır. Algı yöneticisi ne kadar başarılı olursa olsun kandırılan kişinin algı becerisi ve fark etme durumu önemlidir. Birinci kural amaç gizlenir. Bir amaç doğrultusunda işlenir ama amaç asla söylenmez. Kandırılan kişinin gideceği yol gösterilir ama bu yolun nereye çıkacağı sır gibi saklanır. Amacı gizlemek için genelde sahte bir amaç yaratılır. Sebepler olmuş şeyleri geçmişi gösterir amaç bizi geleceğe taşır. Sebepler çoğu zaman amaçları gizler. İkinci kural ise yalanın en iyi koruyucuları doğrulardır. Nitelikli bir yalan her zaman içinde gerçeklik payı taşımalıdır. Hatta orijinalinden daha iyi olmalıdır.Truman Show filmi bunun büyük bir örneğidir.Bir başka konu ise Çocukların özsaygısı ile Patronların cirosu arasındaki ilişkidir. Günümüz çocukları yılda 500 milyar dolarlık bir harcama yapıyor. Ayrıca pazar payında 1.88 trilyon dolarlık bir harcamaya etki ediyorlar. Peki pazar payının büyük bir kısmını nasıl olurda çocuklar etki edebilir. Bunun yollarını aslında öğretmenler, uzmanlar, psikologlar veya pedagoglar döşemiş olabilir mi ?Söz gelimi bir çocuk alışveriş merkezinde ve önünde iki çanta var birisi bilinen bir marka diğeri ise değil arasında bir fiyat uçurumu var. Çocuk ısrarlı olarak pahalı olan markayı istiyor. Bilinçli olan anne babaya gelelim şimdi daha önce konuştukları uzman sizin çocuğunuzun bazı konularda söz hakkına sahip olması özgüvenini geliştirmesine yardımcı olur denmiş peki tolga hangi çantaya seçerse seçsin bilinçli olan ebeveynler karar verme becerisi gelişsin diye çocuğun fikrini yok sayacaklar mı ? Hayır.Burada önemli olan konu aslında çocuğun karar verme becerileri mi gelişiyor yoksa popüler kültüre boyun mu eğiliyor.Okumak için : Algı Yönetimi ve ManipülasyonYazar: Elifnur Mirza #algı #algıyönetimi #manipülasyon #psikoloji
https://haberton.com/algi-yonetimi-ve-manipulasyon/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den