Ana içeriğe atla

Çocuk yok mu?

Çocuk yok mu?

Çocuk yok mu? Yok, taze bitti, Olsa bakacak mıydınız? Sevecek miydiniz? Koruyacak mıydınız?



Hayır. Seviyor gibi yapacaktınız. Ağlayıp mızmızlandığında annesinin eline tutuşturacaktınız. Eğitimi, kişisel ihtiyaçları ile ilgilenmeyecektiniz. Belki bir verecektiniz belki iki.



Ömür boyu bakabilecek miydiniz ?



Tek bildiğiniz çocuk kısmeti ile gelir demek. Bu cümleye dayanıp doğurdunuz çocukları.



Evli çifte ne gün dediniz bir ihtiyacın var mı ? Eşin sana iyi davranıyor mu ? Bir sıkıntın var mı ? Nasılsın diye ?



Demediniz. Tek sorunuz "Çocuk yok mu? " oldu. Bütün derdiniz buydu çünkü. Yok düşünmüyoruz dediğinde de aaa olur mu çocuksuz dediniz. Olur dediniz bi de ayıpladılar çok biliyorlarmış gibi. Evliliğin kesin kuralını çocuk doğurmak sandınız. Sonra evlatlarınızın dertlerini bilmediğiniz için kimi kendi derdiyle boğuşurken bunalıma girip intihar etti. Kimi kocasının kurşunu ile öldürüldü. Kimi kocasından dayak yiyip evden kaçtı ve üstelik hiç tanımadığı birine. Can güvenliğini hiçe sayarak.



Çocuk yok mu?Çocuk yok mu?

İlgilenmediniz, sevmediniz çocuklarınızı. Ama lafa geldi mi anasını ağlattınız ortalığın. O bizim canımız ciğerimiz diye. Başına bir şey gelince kıymetli oldu sizin için. Öncesi mi ? Yemeğini suyunu harçlığını verdiğiniz bir canlıydı sadece.



Ananız babanız çocuk sevecek diye harcadınız çocukları.



Çocuk yapın biz çocuk sevmeyecek miyiz diye baskı yaptınız. Gidin sevin, çocuk esirgeme kurumunda sevgiye ihtiyaç onlarca çocuk var sevin işte onları dediniz.



İnsanın kendi canı gibi olmaz dediler. Niye ? Sevgi buna göre mi ölçülüyor? Her şeye karıştınız. İnsanın en özeline bile ! Bir tek nasıllar iyiler mi ona karışmadınız!



Zorla evlendirdiniz başında biri olsun diye. Ve başında kocası var diye aramadınız bile.



Çocuklarınızı evlendirmeyi marifet sandınız. Çocuk yapmalarını da!



Çocuk yaptığına sevineceğinize kardeşsiz olmaz dediniz bir de. Bize kim bakacak mantığıyla doğurdunuz çocukları. Ama size kimse bakmadı. Kardeş de aradan çıksın diye kardeş yaptınız. Siz çocuk doğurmayı oyun sandınız! Mecburiyetten, zorunluluk hissettiğiniz için yaptınız çocukları!



Sonra dert yandınız etrafa bunla uğraşamıyorum çok asi kime çekmiş bilmem diye. Bir de yetmez gibi kocanıza şikayet edip dövdürdünüz!



Çocuk yok mu? Yok, taze bitti, Olsa bakacak mıydınız? Sevecek miydiniz? Koruyacak mıydınız?Çocuk yok mu? Yok, taze bitti, Olsa bakacak mıydınız? Sevecek miydiniz? Koruyacak mıydınız?

Onlara bu dünyayı zehir ettiniz. Çocuk olmayı da sevdirmediniz, anne baba olmayı da...Çocukluk, mutsuzluk oldu bir çok kişi için.



Bakamayacağınız, sevemeyeceğiniz çocuklar getirdiniz dünyaya! Katledilsinler diye mi! Öldürülsünler diye mi!



Çocuk yok mu?



- Yok. Çocuk öldürüldü. Çocuk katledildi. Çocuk cinayete kurban gitti. Çocuğa tecavüz edildi.

- Çocuk getirmeyi marifet sandığınız için! Çocuk doğurmayı kadınlık sandığınız için! El aleme hamile demeyi marifet sandığınız için!

- Çocuk seçmedi bu dünyaya gelmeyi! Siz seçtiniz o çocuğu dünyaya getirmeyi! Ve hepsi siz anne babaların suçu!

- Çocuk doğurmayı marifet sandınız!

- Çocuk olmak sadece mutlu olmaktı oysa ki. Bunu bile yapamadınız!

- Ne koruyabildiniz, ne sevebildiniz!

- Evliliği de çocuk doğurmayı da marifet sandınız!

- Öldürüldüler...katledildiler...kaçtılar..

- Başkasına sığındılar.

- Hepsi sizin suçunuz! Onları dünyaya getiren anne babaların suçu!

Yazar: Ayşe Köse

#cinayet #çocuk #çocukdoğurmak #çocuksevgisi #çocukyokmu #eğitim #sevgi #sevgisizbüyüyençocuklar #taciz #tecavüz
https://haberton.com/cocuk-yok-mu/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den