Ana içeriğe atla

Üşüyorum görmüyor musun?

Üşüyorum görmüyor musun?
Üşüyorum görmüyor musun?

Üşüyorum görmüyor musun? Bencillik kadar kötü bir duygu yoktur! insanoğlu kendini seviyor ama insanoğlu bunda aşırıya gitti mi bunun kimseye bir yararı olmuyor.



Her zaman en güzel şeyin en iyi şeyin en pahalı şeyin bizimle olmasını ya da bizim olmasını isteriz.! peki bu ne kadar etik peki bu ne kadar vicdani peki bu ne kadar ahlaki?



Kanımca bencillik dünyadaki tüm sorunların ana sebeplerinden biri. Paylaşmak, birine yardımcı olmak bir konuda yardım edebilmek birilerine, birilerini bulunduğu zorluktan çıkarmak ona kolaylık sağlayabilmek; kanunlarda yazmaz ama bence hepimizin asli görevlerinden biri..



Üşüyorum görmüyor musun?Üşüyorum görmüyor musun?

Kış mevsimindeyiz artık, evet kimilerine göre bu mevsim çok romantik bir mevsim, Bazı insanlar sıcak yuvalarında uzun kış gecelerini sevdikleriyle beraber geçirecek, bazı aşıklar karlar içindeki yollarda en güzel resimleri çekecek, kayak merkezleri hıncahınç dolacak kışın güzel tarafları bunlar, ha yapılmasın gidilmesin en güzel resimler çekilmesin demiyorum insanların bu tür şeyleri ihtiyacı var ama şu an üşüyen ellerin olduğunu üşüyen bedenlerin olduğunu canları yanan anne babaların olduğunu da hatırlatmak isterim çünkü bilirim ki hayat benden ibaret değil ama şunu da biliyorum hayat senden de ibaret değil bencil dostum.!



Biliyorum ki sadece rengi hoşuna gittiği için dolabına bir tane daha mont ekleyen, marka takıntısı olduğu için bot alan haddinden fazla atkısı olan, beresi olan çok bencil insan var! ama şu an soğuktan tir tir titreyen küçük eller var şu an odasında yatalak olup soğuk suyla yıkanmak zorunda kalan hastalar var yaşlılar var yarın ev için kömür alabilecek miyim? diye düşünen içten içe eriyip biten çaresiz babalar var, aynı botu giyen kardeşler var, kimisi bazen okula gidemiyor, kimisi okula gittiği vakit ayaklarının üşümesinden dolayı dersi dinleyemiyor, kimisi de yazlık ayakkabılarıyla ezile büzüle iş yerine düşmeden bir yerini kırmadan gitmeye çalışıyor, yırtık ayakkabılarını karla gizleyenlerde yok değil.. şu an yatağında soğuktan üşüyen insanlar yok değil..!



Birilerine yardım etmek insanlara dokunabilmek insanların yüzündeki tebessümün nedeni olabilmek çok zor olmamalı..



Hepimizin etrafında üşüyen, yüreği yokluktan yanan, sabahtan akşama kadar kuytu köşede ağlayan babalar var gözüne uyku girmeyen anneler var soğuk yüzünden uyuyamayan çocuklar var..



Bir tane daha mont almak yerine bir tane ayakkabı daha almak yerine bir tane atkı daha almak yerine bir tane daha parfüm almak yerine, bir tane daha krem almak yerine, yardıma muhtaçlara yardım etmek onları bu kara kışta yalnız bırakmamak onların yüreğine dokunabilmek bence bu madde perest dünyada hepimize iyi gelecektir..



Biliyorum ki hâla bazı şeyleri kaybetmedik biliyorum ki hâla iyi insanlar var, biliyorum ki tek montla tek ayakkabıyla kışı geçirebilecek ruhlar var, dolabına sadece bir günlüğüne giymek için elbise ayakkabı almayıp yardıma ihtiyacı olanlara yardımcı olacak ruhlar var dostlar var insanlar var!
kış güzel ama eğer komşun soğuktan açlıktan uyuyamıyorsa eğer minicik bedenler soğuktan tir tir titriyorsa o yeni montun, o marka ayakkabının, o prestijli mesleğinin, o lüks arabanın, o içinde bulunduğun güzel pahalı evin zerre bir güzelliği yoktur gözümde yoktur yeri gönlümde.!



Üşüyorum görmüyor musun? Bencillik kadar kötü bir duygu yoktur! insanoğlu kendini seviyor ama insanoğlu bunda aşırıya gitti mi bunun kimseye bir yararı olmuyor. Üşüyorum görmüyor musun? Bencillik kadar kötü bir duygu yoktur! insanoğlu kendini seviyor ama insanoğlu bunda aşırıya gitti mi bunun kimseye bir yararı olmuyor.

İnsan insana liman olmalı insan insana dayanak olmalı insan insana elini vermeli insan insana gönlünü açmalı insan insana yetebilmeli, bu kış gecelerinde insanlar donmamalı insanlar üşümemeli çocuklar okula güle eğlene gidebilmeli, Bencil kendim ve bencil dostum ne dersin?



Birine yardım etmek için doğru zaman değil mi? Evet dediğini duyar gibiyim e o zaman haydi sende bir şeyler yap.. Güzel şeyler yap güzel şeyler yapalım!



Yazar: Hamit Keçecioğlu

#ayakkabı #bencillik #fakirlik #kışmevsimi #marka #mont #üşüyorum #yırtıkayakkabı #yoksulluk
https://haberton.com/usuyorum-gormuyor-musun/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den