Ana içeriğe atla

Ünzile-Çocuk gelin trajedisi

Ünzile-Çocuk gelin trajedisi
Ünzile-Çocuk gelin trajedisi

Ünzile-Çocuk gelin trajedisi... Her ne kadar ülkenin kanayan yarası diye klişe bir girizgah yapmak istemiyor olsam da, maalesef acı gerçek bu.



Dünyanın bu çirkin yüzüne ayna tutmaya çalışmak yerine olanları halı altına süpürmek ile günlerimiz geçiyor.



Kendini tanımaya bile fırsat verilmeyen henüz 12'sindeki kızların bir koyun değeri görmesine mi, yoksa buna müsaama gösteren sözde ebeveynlerin pişkinliğine mi yanmalı?



Nereden tutsak elimizde kalır ibaresinin zihinlerde ezberletilmesi bu tabloyu değiştirmeye yetmiyor, aksine kendini geliştirme kavşağından yolunun geçeceğini bilse dahi güzergahını değiştireceğinden emin olduğumuz kimselere çanak tutuyor.



Adına "Gelenek" denilen bu berbat düzenin bir kölesi haline getirilen nice kızlar hayallerini suya değil, iğrenerek ve zorla koynuna hapsedilen erkeklerin insafına gömüyor.



Kimisinin anne olma hayalini dahi, küçücük bedenlerine gelinlik şemasıyla yazıp çizmeleri, bir kaç bileziğe kurban edilmeleri, karnına kendinden büyük evladını taşıma gayretine gebe bırakıyorlar.
Utanç demek az, kirli demek yetmiyor.



Sözde adaletin kravat takıp bir de üstüne iyi hale bürünen insan müsveddelerine gösterdiği akıl almaz inisiyatif, ardından gelenlere kapıyı açıyor.



Caydırıcı cezalar yerini anayasada bulmadığı taktirde nice Emel'ler, Ayşe'ler, Müjgan'lar solup gidecek ve bizler televizyonda görüp ah-vah edip kanalı asap bozukluğu, üstüne edilen tonla intizar ve küfürle geçmek durumunda kalacağız. Hukukun üstünlüğü tartışılmaz dediğimiz her saniye, dışarıda çocuk-kadın kızlarımızın yitip gittiğini fark edemiyoruz bile.



Doğunun hemen hemen her kısmına yer etmiş bu iğrenç düzenin ağaları, paşaları kendilerince seçtikleri kurbanları sakallarını sıvazlayarak ve takındıkları mide bulandırıcı gülüşle diledikleri şekilde kullanıyor.



Ünzile-Çocuk gelin trajedisiÜnzile-Çocuk gelin trajedisi

Daha ne kadar ağlamalı bir anne? Hangi ana evladının bu denli bir düzene kurban edilmesini ister?
Şakaklarından pislik akanların ahlak dersi vermeleri, "Aman canım, orası da öyle!" diye vicdan avuntusundan söz etmeleri, korkulu gözlerle sindirilmiş genç-yaşlı herkesin kabuğuna çekilmesi bu durumun içinden daha da çıkılmaz hale gelmesine neden oluyor.



Elbette tek sorumluları buna alet olan ve maşa vazifesi görenler değil, ülkemizde bunların tamamen ortadan kaldırılması için gerekli adımların atılmaması başlı başına bir zayıflık, noksanlık.
Asla kabul edilemez olan bu durum beraberinde kadına şiddeti, kadın cinayetlerini, zulmü, hakareti, küfrü ve daha bir çok eylemi getiriyor.



İster bedenen ister zihnen olsun şiddetin hiçbir türlüsü kabul edilemez dediğimiz gibi, kızlarımızın yaşından ve isteklerinden önce zorla kadın edilmeleri de tartışmaya dahi açık bir konu değildir.
Bu bahsini ettiğim yalnızca resmin görünen kısmı olsa da, pastel renklerle boyamak veya hiç olmuyormuş gibi davranmak inanın kısmi bir vicdan rahatlatma politikası ve emin olun ki; ışıklar sönüp kapılar kapandığı zaman omuzlarından akan bıkkınlık, tükenmişlik ile kızlarımız her an canına kıyma düşüncesini içinde büyütüyor. Kimisi umutlarının bileklerini kesmiş çoktan, kimisi bir ip ve tabureye göz gezdiriyor.



İyi temennilerde bulunmanın sözde kalmaması, bu tablonun kökünden temizlenmesi ve toplum olarak refah seviyelere erişebilmek için kızlarımıza/kadınlarımıza sahip çıkmalı, adalet herkese eşit sağlanmalı, gerici zihniyetten arınıp çağa ayak uydurmalı, önce oğullarımızı yetiştirmeyi öğrenmeliyiz.



Dilerim, bir sabah uyandığımızda kızlarımız bu esaretten arınmış olur ve çocuk gelin trajedisi tamamen uydurulmuş bir hikayede kalır. Dilerim.



Yazar: Dünya Pamuk

#adalet #çocukgelin #çocukkadın #gelinlik #ünzile
https://haberton.com/unzile-cocuk-gelin-trajedisi/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed...

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir Yıkıcı depremler sonrası çocukların yaşayabileceği travmalara dikkat çeken Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Sınıflara misafir olarak gelen bu öğrencilerimize ‘depremzede öğrenci’ demek onu kırabilir, ötekileştirebilir, kendini ayrımlaştırılmış  gibi hissettirebilir” dedi. Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük depremde kimi yakınlarını kaybetti, kimi yaşıtlarının yaşadığı afeti kilometrelerce öteden takip etti. Çocuklar deprem bölgesinde olsun ya da olmasın, yaşanan felaketten en ağır şekilde etkilendi. Peki bu süreçte onlara nasıl yaklaşmak, Türkiye'nin acı gerçeği depremi nasıl anlatmak gerekiyor? Deprem yaşayan çocukların yoğun kaygı ve korku içerisinde olduğunu aktaran Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. D...

Mısır sapları elektrik enerjisine dönüştürülüyor

Adana’da hasadı yapılan mısırın tarlada kalan sapları özel makinelerle kesilip balya haline getirildikten sonra fabrikalarda yakılarak elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Kentte mısır hasadı sürerken, tarlada kalan ürün sapları da enerjiye dönüşmeye başladı. Son yıllarda yaygınlaşan ve özel makinede balyalanan mısır sapları, bazı fabrikalar tarafından elektrik üretiminde kullanıyor.Yüksek ısıda yakılan mısır saplarından elde edilen enerji, türbinlere aktarılarak elektrik […] source https://haberton.com/misir-saplari-elektrik-enerjisine-donusturuluyor/