Ana içeriğe atla

Dünya Gıda Günü: 768 milyon yetersiz besleniyor

Dünya Gıda Günü: 768 milyon yetersiz besleniyor
Dünya Gıda Günü: 768 milyon yetersiz besleniyor

Dünya Gıda Günü'nde yetersiz beslenmeye dikkat çeken rapora göre açlık yaşayan ve yetersiz beslenen kişi sayısı yaklaşık 768 milyona yükseldi



Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre tüm dünyada 2019 yılında yüzde 8,4 olan yetersiz beslenme oranı, geçen yıl yüzde 9,9’a çıktı. BM’ye göre genel olarak 2,3 milyardan fazla insan yani dünya nüfusunun yüzde 30’u, yıl boyunca yeterli gıdaya erişimden yoksun kaldı. Açlık yaşayan ve yetersiz beslenen kişi sayısı 2020’de salgın nedeniyle 118 milyonluk bir artışla yaklaşık 768 milyona yükseldi.



Gıda sistemini tehdit eden Kovid-19 ve iklim değişikliğinin gıda güvencesinin yanı sıra gıda güvenliğini etkileyen tehlikeler üzerinde de çok yönlü etkisi olacağını belirten Prof. Dr. F. Yeşim Ekinci, “Hızlı çözüm için gıda ve tarım politikaları yeniden gözden geçirilmelidir. Bu anlamda çok uluslu ve disiplinlerarası iş birliğine ihtiyaç var” dedi.



Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Gıda Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yeşim Ekinci, 16 Ekim Dünya Gıda Günü vesilesiyle, Kovid-19 ve iklim değişikliği etkisindeki gıda sistemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.



Gıda üretim ve kontrol sistemlerindeki güvenlik açığının da öne çıkmasına neden oldu

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TEHDİT ALTINDA

İnsan nüfusunun 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşacağının tahmin edildiğini belirten Prof. Dr. Ekinci, bu durumun güvenli ve sürekli gıda arzı konusunda önemli bir endişe yarattığını vurguladı. İklim değişikliğinin yarattığı hava koşullarının gıda üretimini, güvenliğini, istikrarını, gıdaya erişimi, beslenmeyi ve çevresel sürdürülebilirliği tehdit ettiğini anımsatan Ekinci, iklim değişikliği nedeni ile artan açlık oranlarının Kovid-19 pandemisi ile birleşerek daha da artış gösterdiğine işaret etti.



“GÜVENLİK AÇIKLARI ORTAYA ÇIKTI”



Kovid-19’un gıda yoluyla bulaştığına dair bir veri olmasa da pandemi sürecinin üretimden tüketime kadar tüm gıda sisteminin işleyişini etkilediğinin altını çizen Ekinci, “Kovid-19 pandemisi; hijyen, antimikrobiyal direnç, zoonotik hastalıklar, iklim değişikliği ve gıda sahtekarlığı gibi gıda ile ilgili birçok konuda gıda üretim ve kontrol sistemlerindeki güvenlik açığının da öne çıkmasına neden oldu” diye konuştu.



“KOVİD-19 GIDA FİYATLARINDA ENFLASYONA YOL AÇTI”



Prof. Dr. Yeşim Ekinci, Kovid-19’un gıda sisteminde, gıda kaybı ve israfına neden olan benzeri görülmemiş bir zorluk da oluşturduğunu vurgulayarak “Stoklama, arz kıtlığı ve fiyat artışları, talebin düşmesine ve gıda arzının bozulmasına yol açtı. Çok sayıda ülke, Kovid-19 sosyal mesafe önlemleri, döviz devalüasyonları ve diğer faktörlerden dolayı devam eden arz kesintilerini perakende seviyesinde yüksek gıda fiyatı enflasyonu ile karşı karşıya kaldı. Artan gıda fiyatları, gelirlerinin büyük bir kısmını gıdaya harcayan düşük ve orta gelirli ülkelerdeki insanları yüksek gelirli insanlara göre daha fazla etkiledi” ifadelerini kullandı.



“İKİ KATINA ÇIKMASI BEKLENİYOR”



1961 yılından bu yana kişi başı gıda arzının yüzde 30’dan fazla artış gösterdiğini anımsatan Ekinci, sözlerini şöyle sürdürdü:



“Gıda sistemini tehdit eden Kovid-19, iklim şokları, çekirge salgınları ve silahlı çatışmalar nedeniyle gıda güvencesizliği yaşayan insan sayısının iki katına çıkması bekleniyor. Bu süreçte etkilenen ülkeler, gıda kaynaklarının halka açık ve uygun fiyatlı kalmasını sağlamak için gıda ve tarım politikalarını yeniden gözden geçirmek ve değiştirmek zorunda kaldı.”



“GIDA SİSTEMİ YENİDEN TASARLANMALI”



Ulusal gıda kaynaklı olayların hızla uluslararası acil durumlara dönüşebileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Yeşim Ekinci, şunları kaydetti:



“Bu da çok uluslu ve disiplinlerarası (tarım, sağlık, çevre, ticaret, ticaret) iş birliği ihtiyacını çok önemli hale getiriyor. Gıda güvenliği konusundaki eş zamanlı çabalar, ülkelerin uzun vadede dayanıklılıklarını artırmalarına yardımcı olacaktır. Kovid-19, gıda sisteminde olduğu kadar insanların sistem hakkındaki düşüncelerinde de büyük bir değişim oluşturdu. Küresel gıda sisteminin nasıl daha esnek hale getirileceği ve herkesin kaliteli gıdaya erişebilmesi için gıda üretme ve dağıtma şeklimizin yeniden tasarlanması gerekliliğini ortaya çıkardı.”

... - Yazar: Haberton

#birleşmişmilletler #covid19pandemisi #dünyagıdagünü #yeşimekinci
https://haberton.com/dunya-gida-gunu-768-milyon-yetersiz-besleniyor/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den