Ana içeriğe atla

Üretici pamuk yerine ayçiçeği üretimine yöneldi

Üretici pamuk yerine ayçiçeği üretimine yöneldi

Aydın'ın İncirliova ilçesinde çiftçiler, yaz aylarında sulamada yaşanabilecek sıkıntı nedeniyle pamuk yerine ayçiçeği üretimine yöneldi.

İlçedeki daha önce pamuk ekilen 26 bin dönüm tarım arazisinin 6 bin dönümüne şimdiden ayçiçeği ekimi yapıldığı bildirildi.

Üretici pamuk yerine ayçiçeği üretimine yöneldi
Üretici pamuk yerine ayçiçeği üretimine yöneldi

Devlet Su İşleri (DSİ) 21. Bölge Müdürlüğü, bir süre önce Aydın Valiliği onayıyla ekili arazilere geçen yıllarda sezon boyunca 4 kez su verildiğini, ancak bu yaz yaşanabilecek su sıkıntısını göz önünde bulundurarak 2 kez sulama yapabileceklerini duyurdu. Bunun üzerine 26 bin dönüm alanda pamuk yetiştirilen

İncirliova'daki üreticiler, ayçiçeğine yöneldi. Kurak bölgelerde pamuğun yılda en az 4 defa sulanması gerektiğini belirten çiftçiler, sondaj kuyusu olmayan arazilerde, ayçiçeği ekmeye başladı. İlçedeki daha önce pamuk yetiştirilen 26 bin dönüm arazinin 6 bin dönümlük bölümüne şimdiden ayçiçeği ekimi yapıldı.

'BORÇ KALACAĞINA AYÇİÇEĞİ EKMEYİ DÜŞÜNDÜM'

Aydın'ın İncirliova ilçesinde çiftçiler, yaz aylarında sulamada yaşanabilecek sıkıntı nedeniyle pamuk yerine ayçiçeği üretimine yöneldi.
Aydın'ın İncirliova ilçesinde çiftçiler, yaz aylarında sulamada yaşanabilecek sıkıntı nedeniyle pamuk yerine ayçiçeği üretimine yöneldi.

Arazisine ilk kez ayçiçeği ektiğine belirten Murat Şayık, "100 dönümlük arazimi pamuk ekmek için hazırlamıştım. DSİ'den gönderilen yazıya istinaden arazilerimizin bu yıl 4 kez yerine 2 kez sulanacağını öğrendik. Bunun üzerine fikrimi değiştirip, daha az su isteyen yağlık ayçiçeğine yöneldim.

Arazimden her yıl dönüm başına 550 kilo pamuk elde ediyordum. Arazimi ayçiçeği ekerek bir nevi kurtarmaya çalıştım. Bunun haricinde su olmayan 180 dönümlük başka bir arazime de ayrıca ayçiçeği ekeceğim. Tabii ki biraz gelir kaybımız olacak. Ama yapacak bir şey yok, biz çiftçiler olarak suyun ne kadar önemli olduğunu da anlamış olduk. Gelirim düşecek olsa da ayçiçeği yetiştirmeye karar verdim.

Şimdi ekimini yapıyoruz, 4 ay sonra da hasadı yapılacak. Ayçiçeğinin tohum, gübre ve bir de işçilik gideri var. En azından sulama giderinden kurtulmuş olduk. Dönüm başına 300 kilo ayçiçeği üretilebiliyor. Piyasada şu an ayçiçeğinin kilosu 5 liradan alınıyor. Dönüm başına 1500 lira gibi bir gelir bekliyoruz. Eğer ayçiçeği değil de pamuk ekmiş olsaydık dönüm başına 3 bin 500 liranın üstünde gelir elde ediyor olacaktık" dedi.

İlçedeki daha önce pamuk ekilen 26 bin dönüm tarım arazisinin 6 bin dönümüne şimdiden ayçiçeği ekimi yapıldığı bildirildi.
İlçedeki daha önce pamuk ekilen 26 bin dönüm tarım arazisinin 6 bin dönümüne şimdiden ayçiçeği ekimi yapıldığı bildirildi.

KURAK OLAN YERLERE AYÇİÇEĞİ EKİLİYOR

İncirliova Ziraat Odası Başkanı Ali Kaykı ise, "İlçemizin dağı ovası olmak üzere toplamda 110 bin dekar ekili arazisi var. Bunun 48 bin dekarı dağlık alanda kuru tarım yapılabilecek alandır. Geriye kalan kısmı ise ovada bulunuyor. 20 ile 26 bin dekar arasında her yıl pamuk ekimi yapılıyordu. Bu arazilerin bu yıl çoğunlukta kurak olan alanlarına yani yaklaşık 6 bin dekarına ayçiçeği ekimi yapıldı" diye konuştu.

İncirliova'nın yanı sıra Söke, Germencik ve Koçarlı ilçelerinde de çiftçilerin ayçiçeğine yöneldiği belirtildi.



source https://haberton.com/uretici-pamuk-yerine-aycicegi-uretimine-yoneldi/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den