Ana içeriğe atla

Kaynakları sömürmeye devam edersek sonumuz kötü

Kaynakları sömürmeye devam edersek sonumuz kötü

Şu anda yaptığımız gibi kaynakları sömürmeye devam edersek 2050 yılına kadar Dünya’daki kaynakların üç katına ihtiyacımız olacak.

Avrupa Parlamentosu (AP), Dünya üzerindeki kaynaklar hakkında dikkat çeken açıklama yaptı. AP, “Şu anda yaptığımız gibi kaynakları sömürmeye devam edersek 2050 yılına kadar Dünya’daki kaynakların üç katına ihtiyacımız olacak” dedi.

Kaynakları sömürmeye devam edersek sonumuz kötü
Kaynakları sömürmeye devam edersek sonumuz kötü

Avrupa Komisyonu üye ülkelerdeki israfı azaltmak ve ürünleri daha sürdürülebilir hale getirme hedefiyle, Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nı hazırladı. Bu kapsamda, 2050'ye kadar 'al-at' ekonomisinden karbon nötr, sürdürülebilir ve tamamen döngüsel bir ekonomiye geçmeyi hedefliyor. Ancak AP, kaynakların tüketiminin bu hızla devam etmesi sonucunda 2050’ye kadar Dünya'daki kaynakların 3 katına ihtiyaç duyulabileceği konusunda uyardı.

‘DÖNGÜSEL EKONOMİ YENİ İŞ FIRSATLARI YARATACAK’

Pratikte, israfı minimuma indirme anlamına gelen döngüsel ekonominin karbon emisyonunu azaltırken, ekonomik büyümeye teşvik edeceği ve yeni iş fırsatları yaratacağı öngörülüyor.

Şu anda yaptığımız gibi kaynakları sömürmeye devam edersek 2050 yılına kadar Dünya’daki kaynakların üç katına ihtiyacımız olacak.
Şu anda yaptığımız gibi kaynakları sömürmeye devam edersek 2050 yılına kadar Dünya’daki kaynakların üç katına ihtiyacımız olacak.

AP,  döngüsel ekonomi için tedarik zincirinin tüm aşamalarının sürdürülebilirlik kapsamında ilerletilmesi gerektiğini belirtirken dönüşüm için; plastik, tekstil, e-atık, su ve besin maddeleri, paketleme, piller ve taşıtlar, yapılar ve inşaat olmak üzere yedi temel alan belirledi.

Avrupa Birliği, israfın önlenmesini ve ürünlerin mümkün olduğunca yeniden kullanılmasına teşvik etmek istediklerini belirtirken, çevre ve insanların sağlığı için en zararlı seçeneğin ‘atık gömme’ olduğunu ifade etti.



source https://haberton.com/kaynaklari-somurmeye-devam-edersek-sonumuz-kotu/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den