Ana içeriğe atla

Arıcılar göç etmeye başladı

Arıcılar göç etmeye başladı

Muş'ta yaz sezonunu tamamlayan arıcılar, havaların soğumasıyla birlikte sıcak illere göç etmeye başladı.

Gezgin ve yerli olmak üzere 200 bini aşkın kovanın bulunduğu kentte, arıcılar bin ton bal üretti.

Türkiye'nin en büyük ovalarından biri olan Muş Ovası ve çevresindeki yüksek kesimlerde sağlanan huzur ve güven ortamı altında konaklayan yerli ve yabancı arıcılar, havaların soğumasıyla birlikte sıcak illere göç etmeye başladı. Kentteki yerli ve yabancı arıcılar yaz sezonunun sonuna doğru bal sağımları ile elde ettikleri bin ton bal hasadının ardından, uygun hava şartları olması nedeniyle kamyon ve pikaplara yükledikleri kovanlarla sıcak illere göç ediyor. Ürettikleri ballarının birçoğunun satışını yapan arıcılar, geride kalan ballarını ise depolara yerleştirdi. Kış mevsimini sıcak illerde geçirecek olan arıcılar, daha sonrasında ise tekrardan Muş'a geri dönmeyi planlıyor.

Muş'ta yaz sezonunu tamamlayan arıcılar, havaların soğumasıyla birlikte sıcak illere göç etmeye başladı.
Muş'ta yaz sezonunu tamamlayan arıcılar, havaların soğumasıyla birlikte sıcak illere göç etmeye başladı.

Muş Bal Birliği Başkanı Aydın Bağlam, "Muş balı gerçekten kaliteli bir baldır. Coğrafyamız güzel, bitki örtümüz zengin. Biz hasılatlarımızı bitirdik. Sağımlarımızı yaptık. Bundan sonra yavaş yavaş kışlatmaya gidiyoruz. Kimisi Ege Bölgesi'ne, kimi Akdeniz, Güneydoğu gibi farklı bölgelere kışlatmaya gidiyor. Muş'ta arıcılık sezonu bitti. Bizler de diğer illerdeki gezgin arıcılar gibi farklı illere göç ediyoruz" diye konuştu.

Arıcılar göç etmeye başladı

Ayrıca, sezon her ne kadar iyi gitmese de arıcılar olarak bu yılki verimden de memnun olduklarını belirten Bağlam, ballarını depolara aldıklarını söyledi.

Arıcılığın güzel bir meslek olduğunu ve severek bu işi yaptıklarını söyleyen Sadullah Erkan ise, "Arıcılık güzel bir meslektir. Muş'ta sezon bittiği için artık yavaş yavaş göç ediyoruz. Sıcak illere doğru gidiyoruz. Çalışmalarımızı oralarda devam ettireceğiz. 3- 5 ay Hatay, Adana, Antalya taraflarında kalacağız. İlkbahar mevsimiyle beraber tekrardan memleketimize geleceğiz" dedi.



source https://haberton.com/aricilar-goc-etmeye-basladi/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed...

Mısır sapları elektrik enerjisine dönüştürülüyor

Adana’da hasadı yapılan mısırın tarlada kalan sapları özel makinelerle kesilip balya haline getirildikten sonra fabrikalarda yakılarak elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Kentte mısır hasadı sürerken, tarlada kalan ürün sapları da enerjiye dönüşmeye başladı. Son yıllarda yaygınlaşan ve özel makinede balyalanan mısır sapları, bazı fabrikalar tarafından elektrik üretiminde kullanıyor.Yüksek ısıda yakılan mısır saplarından elde edilen enerji, türbinlere aktarılarak elektrik […] source https://haberton.com/misir-saplari-elektrik-enerjisine-donusturuluyor/

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir

'Depremzede öğrenci' demek ötekileştirebilir Yıkıcı depremler sonrası çocukların yaşayabileceği travmalara dikkat çeken Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Sınıflara misafir olarak gelen bu öğrencilerimize ‘depremzede öğrenci’ demek onu kırabilir, ötekileştirebilir, kendini ayrımlaştırılmış  gibi hissettirebilir” dedi. Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük depremde kimi yakınlarını kaybetti, kimi yaşıtlarının yaşadığı afeti kilometrelerce öteden takip etti. Çocuklar deprem bölgesinde olsun ya da olmasın, yaşanan felaketten en ağır şekilde etkilendi. Peki bu süreçte onlara nasıl yaklaşmak, Türkiye'nin acı gerçeği depremi nasıl anlatmak gerekiyor? Deprem yaşayan çocukların yoğun kaygı ve korku içerisinde olduğunu aktaran Çocuk Gelişim Uzmanı Pınar Bilecen, “Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. D...