Ana içeriğe atla

Potasyum içeren tuzlara dikkat

Potasyum içeren tuzlara dikkat

Potasyum içeren tuzlara dikkat çeken Prof. Dr. Kantarcı, böbrek yetmezliği olan diyaliz hastalarının kesinlikle kullanmaması gerektiğini söyledi.

Beslenme ve tuz tüketimine bağlı olarak gelişen diyabet ve hipertansiyonun böbrek yetmezliğine kadar gidebilen sonuçlar doğurabildiğini söyleyen İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, önemli uyarılarda bulundu. Potasyum içeren tuzlara dikkat çeken Prof. Dr. Kantarcı, özellikle böbrek yetmezliği olan diyaliz hastaları ve organ nakli hastalarının bunları kesinlikle kullanmaması gerektiğini söyledi.

Böbrek yetmezliği bugün hem Türkiye hem de dünyada önemli bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor. İstatistiklere göre dünyada her 10 kişiden 1’inde, Türkiye’de ise her 7 kişiden 1’inde böbrek yetmezliği görüldüğüne işaret eden Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, bu sayının özellikle de gençlerde giderek arttığına dikkat çekti. Sorunun ortaya çıkmasındaki en önemli faktörlerin, doğru beslenmeme ve tuz tüketimi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, yanlış ya da fazla tüketilecek tuzun böbrek yetmezliğinin yanı sıra kalp yetmezliğinden hipertansiyona pek çok farklı soruna da zemin hazırladığını söyledi.

Potasyum içeren tuzlara dikkat
Potasyum içeren tuzlara dikkat

‘YEMEĞE TUZ ATMAMAK TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL’

Böbrek problemlerinde özellikle de böbrek yetmezliğine giden yolda tuz tüketiminin çok ciddi bir önem arz ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı bu konuda yapılan bazı yanlışlara da dikkat çekti.  “Böbrek yetmezliği hastası olmaya aday dahi olmamak için öncelikle doğru beslenmeliyiz.

Bu noktada ev içindeki tuz tüketimi önem taşıyor. Ben hastalarıma ‘tuz tüketmeyin’ dediğimde, hastalar ‘ben yemeğime hiç tuz atmam’ diyor. Yemeğin nasıl pişirildiğini sorduğumda ise; bir kilogramlık sebzeye bir tatlı kaşığı, hatta yemek kaşığı gibi ölçülerde tuz atıldığı sonucuna varıyoruz. Bununla birlikte, ev salçaları veya hazır salçalar kullanıldığında ise tuz oranının yüksek miktarlara ulaşıldığı görülüyor. Dolayısıyla yemeğe tuz eklemek sadece sofrada kullanılan miktar değildir. Bununla birlikte özellikle hazır gıdalardaki en önemli katkı maddesinin de tuz olduğu unutulmamalı.”

SU TÜKETİMİNİ KONTROLLÜ HALE GETİRİN

Böbrek sağlığı açısından tuzun yanı sıra su tüketimine de dikkat etmek gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, birçok kişinin su tüketmek için fazla tuzlu beslenmeye yönelmek gibi yanlış bir davranış şekli benimsediğini söyledi.

Prof. Dr. Kantarcı sözlerine şöyle devam etti:  “Aslında sıvı tüketmek, sadece tuzlu tüketmekle ya da susamayı artırmakla ilgi değildir. Öncelikle su içmeyi kontrollü hale getirmek lazım. Örneğin 60 kilo olan bir kişinin, kilo başına 30 mililitre olacak şekilde yani günde 2 litreye kadar su tüketmesi lazım. Bununla birlikte kalp yetmezliği olan ve idrar yapamayan ya da diyaliz aşamasında ileri böbrek yetmezliği olan kişilerin sıvı tüketiminde daha kontrollü olması gerekir” uyarısında bulundu.

POTASYUM TUZLARINA DİKKAT!

Sağlıklı olacağı düşünceciyle kaya tuzu, himalaya tuzu gibi farkı kullanımlara gidildiğini hatırlatan Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, bu noktada dikkat edilmesi gereken bazı noktalara işaret etti: “Marketten aldığımız sofra tuzları sodyum tuzudur. Bununla birlikte eczaneden alınan tuzların çoğu potasyum tuzudur.

Potasyum içeren tuzlara dikkat çeken Prof. Dr. Kantarcı, böbrek yetmezliği olan diyaliz hastalarının kesinlikle kullanmaması gerektiğini söyledi.
Potasyum içeren tuzlara dikkat çeken Prof. Dr. Kantarcı, böbrek yetmezliği olan diyaliz hastalarının kesinlikle kullanmaması gerektiğini söyledi.

Potasyum tuzları, özellikle diyaliz, organ nakli hastaları ve ileri böbrek yetmezliği olan kişilerin kesinlikle kullanmaması gereken tuz türüdür. Çünkü bunlar kalp hastalığına ve ani kalp durmalarına kadar gidebilen sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle özellikle yüksek tansiyon, diyabet ve böbrek yetmezliği olan kişiler yemeklerini tuzsuz pişirmeli. Bunun yerine nane, fesleğen, biberiye gibi acı olmayan baharatları kullanmalı” diye konuştu.

İSTİSNAİ DURUMLAR DA VAR

Kullanılan ilaçlarla birlikte bazı istisnaların yaşanabileceğini hatırlatan Prof. Dr. Kantarcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “İleri yaşta, menopozdaki kadın hastalar beraberinde depresyon ilaçları kullanıyorsa istisna yaşanabilir. Çünkü bu durumlarda tuz kaybı yaşanabileceği için gerekli kontroller yapılmalı. Bu durumda mutlaka hekimlerle iletişim içinde su ve tuz miktarını ayarlamak gerekir.”



source https://haberton.com/potasyum-iceren-tuzlara-dikkat/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den