Ana içeriğe atla

Çocuklar izolasyon döneminde akranlarıyla görüntülü görüşmeli

Çocuklar izolasyon döneminde akranlarıyla görüntülü görüşmeli

ÇOMÜ Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Dr. Hanife Esen Aygün, "Çocuklar izolasyon döneminde akranlarıyla görüntülü görüştürülmeli" dedi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Dr. Hanife Esen Aygün, koronavirüs salgını sürecinden 12 yaş altı çocukların sosyal ve duygusal becerilerinin etkilendiğini belirtti. Aygün, "Sosyal izolasyon döneminde çocuklar; beden ve ruh sağlığının korunması, duygusal sağlamlığın artırılabilmesi için ders dışı zamanlarda akranlarıyla görüntülü görüştürülmeli. Böyle bir yaklaşım; çocukların sosyal, duygusal becerilerinin pandemiden en az etkilenmesine yardımcı olacaktır" dedi.

Koronavirüs salgını ve beraberindeki tedbirler kapsamında kısıtlamaların, özellikle 12 yaş altı çocukların sosyal ve duygusal becerilerini olumsuz etkileyebileceği belirtildi. ÇOMÜ Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Dr. Aygün, uzaktan eğitime geçilmesiyle çocukların arkadaşlarından uzak kalmasının, kaygı ve yalnızlık gibi sosyal ve duygusal durumlarını etkilediğini söyledi. Aygül, bu süreci çocuklarının zarar görmeden atlatmaları için anne ve babalara önemli görevler düştüğünü vurguladı.

Çocuklar izolasyon döneminde akranlarıyla görüntülü görüşmeli
Çocuklar izolasyon döneminde akranlarıyla görüntülü görüşmeli

Çocuklarla nitelikli iletişim kurmanın önemine dikkat çeken Dr. Hanife Esen Aygün, bu süreçte 'görünmeyen düşman' ile savaşmanın, 12 yaş altı çocuklarda aşırı korku ve kaygı gibi duygusal bozukluklara neden olduğunu belirtti. Aygün, şöyle konuştu: 

"Duygusal bozukluklar, istenmeyen davranış sorunlarına neden olabilir. Bu durumun üstesinden gelebilmek için çocuklarla doğru bilgi paylaşmak önemli. Burada dikkat etmemiz gereken husus çocukların yaşıyla uygun olan bilgileri ve haber kaynaklarını onlarla paylaşmak. İçerisinde sürekli ölüm, hastalık, hastane gibi kelimeler geçtiğinde çocuklar bu durumdan travmatik olarak etkilenebilir. 

Sosyal izolasyonla birlikte sevdiklerimizden uzaklaşmış olmak, yalnızlık, umutsuzluk gibi birtakım duyguların hayatımıza girmesine ve bazen de daha da derinleşmesine sebep olmuş olabilir. Bu tür duygularla baş etmenin en güzel yolu; öncelikle çocuklarla sürekli nitelikli iletişim halinde olmaktır. Daha sonra çocukları ders dışı zamanlarda akranlarıyla görüntülü görüşmeler aracıyla bir araya getirmektir. Böyle bir yaklaşım çocukların sosyal, duygusal becerilerinin pandemiden en az etkilenmesine yardımcı olacaktır. Evde geçirdiğimiz zamanın artmasına bağlı olarak çocukların uyku ve beslenme alışkanlıkları değişti.

ÇOMÜ Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Dr. Hanife Esen Aygün, "Çocuklar izolasyon döneminde akranlarıyla görüntülü görüştürülmeli" dedi.
ÇOMÜ Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Dr. Hanife Esen Aygün, "Çocuklar izolasyon döneminde akranlarıyla görüntülü görüştürülmeli" dedi.

Çocuklarda beden ve ruh sağlığı korunması ayrıca duygusal sağlamlığın artırılabilmesi için bu değişen düzen içerisinde günlük rutinler oluşturulmalı. Bu rutinler aracılıyla çocuklar kendilerini daha güvende hissedecektir. Çocukların kendini güvende hissetmesi de sosyal, duygusal becerilerinin bu durumdan daha olumlu etkilenmesine katkı sağlayacaktır."



source https://haberton.com/cocuklar-izolasyon-doneminde-akranlariyla-goruntulu-gorusmeli/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den