Ana içeriğe atla

Defne yapraklarının kilosu 2.5 TL’den satılıyor

Rekoltenin yaklaşık 2 bin ton olması beklenen defne yaprakları, alım yapan firmalara kilosu 2.5 TL'den satılıyor.

Rekoltenin yaklaşık 2 bin ton olması beklenen defne yaprakları, alım yapan firmalara kilosu 2.5 TL'den satılıyor.

Antalya'nın Manavgat ilçesinde 627 hektar alanda yapılan defnenin hasadı başladı. Hasatta toplam rekoltenin yaklaşık 2 bin ton olması bekleniyor, defne yaprakları, alım yapan firmalara kilosu 2.5 TL'den satılıyor.

Bu sene defne yaprağı üretiminde beklenen gelir ise yaklaşık 5 milyon TL. Defne dallarını alan firma temsilcisi Mehmet İnal, "Avrupalı firmalar bizden defne yapraklarını kurutulmuş olarak 10'ar kiloluk paketlerde alıyor, kendi ülkelerinde işleyip, Türkiye'de marketlere kendi markaları altında gram gram satıyorlar. Bizim markalaşma sürecini hızlandırmamız gerekiyor" dedi.

Rekoltenin yaklaşık 2 bin ton olması beklenen defne yaprakları, alım yapan firmalara kilosu 2.5 TL'den satılıyor.
Rekoltenin yaklaşık 2 bin ton olması beklenen defne yaprakları, alım yapan firmalara kilosu 2.5 TL'den satılıyor.

Manavgat'ın kırsal Yaylaalan Mahallesi'nde yaşayanlar, son bir haftadır sabah çok erken saatte kalkarak traktörlerle, kamyonetlerle Orman Genel Müdürlüğü'nce oluşturulan 1400 hektarlık defne rehabilitasyon alanının 624 hektarlık bölümünde defne yaprağı hasadına gidiyor. Yaylaalan Mahallesi'nde 1962 yılından bu yana gerçekleştirilen defne yaprağı hasadı ailede yaşayan herkesin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Sabah erken saatte başlayan defne hasadına katılan mahalle halkı yanlarında getirdikleri semaverlerle çay demleyip, yemeklerini yiyor.

5 MİLYON TL GELİR BEKLENİYOR

Dallarıyla birlikte kesilen defne yaprakları, alım yapan firmalara kilosu 2,5 TL'den satılıyor. Yaylaalan Mahallesi'nde 15 gün sürmesi planlanan defne hasadında bu sene ormana ait alandan 1500 ton, özel şahısların mülkiyetinde olan yerlerden ise 500 ton olmak üzere yaklaşık 2 bin ton defne yaprağı üretimi hedefleniyor. Bu sene defne yaprağı üretiminde beklenen gelir ise yaklaşık 5 milyon TL.

'KOLAY EKMEK VAR MI?'

Defne yapraklarının kilosu 2.5 TL'den satılıyor
Defne yapraklarının kilosu 2.5 TL'den satılıyor

Defne kesiminin çok zor olduğunu belirten mahalle halkı, en büyük sıkıntılarının yol olduğunu belirterek, kestikleri defne dallarını bazen 700- 800 metrelik sarp, kayalık arazilerden sırtlarında taşıyarak yola getirdiklerini söyledi. Eşiyle birlikte defne hasadına katılan Hanife Top, dikenli ağaçların içinde yaptıkları işin aslında çok zor olduğunu belirterek, "Burada defne keseriz. Kolay ekmek var mı? Çalışırsak olacak" dedi.

KİLOSU 2,5 TL 

Hasada katılan Ali Karacaoğlu, kendisinin kayınpederine yardım için defne kesimine geldiğini anlatarak, "Kestiğimiz defne dallarını aşağıda (mahallede) tüccarlar var, tarttırıp onlara veriyoruz. Biz de defne dallarını alan tüccarların nereye götürdüklerini ne yaptıklarını bilmiyoruz. Artık Denizli'ye mi götürüyorlar, Mersin'e mi bilmiyoruz" diye konuştu.

Karacaoğlu, kestikleri defne dallarının kilosunu 2,5 TL'den sattıklarını da söyledi.

'SIRTIMIZDA İNDİREREK GETİRİYORUZ'

Hasada katılan mahalleli Mustafa Çelik, her türlü zorluğa rağmen defne hasadı yaptıklarını kaydederek, "Ailecek çalışıyoruz. Babam kesiyor, annem bağlıyor, ben de amcamla beraber 700 metre yukarıdan sırtımızda indirerek getiriyoruz" dedi.

'ÜRETİMİ YÜZDE YÜZ ARTTIRABİLİRİZ'

Yaylaalan Mahallesi muhtarı Nuri Köseloğlu, mahallesinde defnenin kendisini bildi bileli olduğunu belirterek, defne üretiminin 1962 yılında mahallelerine gelen bir kişinin teşvikiyle başladığını anlattı. Defne üretiminin mahalle halkı için iyi bir gelir kaynağı olduğunu söyleyen muhtar Köseloğlu, bazı sorunların aşılması durumunda üretimin yüzde 100 arttırılabileceğini ifade etti. Nuri Köseloğlu, şunları söyledi:

"Defne üretimini yüzde yüz arttırabiliriz ama burada yaşadığımız en büyük sorun önce yol, sonrasında da defne üretim alanlarının paylaşımı. Bu olduğu zaman 15 Eylül ile 15 Şubat arasında hasat yapılabilir. Bunlardan başka geliri arttırmak için başka adımlar da atılmalı. Burada tesisler kurulmalı, ORKÖY (Orman ve Köy İlişkileri) desteğiyle tesislerimizi buraya kuracağız."

Antalya'nın Manavgat ilçesinde 627 hektar alanda yapılan defnenin hasadı başladı. Hasatta toplam rekoltenin yaklaşık 2 bin ton olması bekleniyor, defne yaprakları, alım yapan firmalara kilosu 2.5 TL'den satılıyor.
Antalya'nın Manavgat ilçesinde 627 hektar alanda yapılan defnenin hasadı başladı. Hasatta toplam rekoltenin yaklaşık 2 bin ton olması bekleniyor, defne yaprakları, alım yapan firmalara kilosu 2.5 TL'den satılıyor.

'DÜNYADA OLDUKÇA TÜKETİLEN BİR ÜRÜN HALİNE GELDİ'

Yaylaalan Mahallesi'nde defne yaprağı aldıklarını söyleyen firma temsilcisi Mehmet İnal, bölgede yetişen defne yaprağının çok kaliteli olduğunu aktardı. Defne yaprağının kalite durumuna göre birinci ve ikinci kalite olduğunu aktaran İnal, "Bu köyden alınan defne yaprağı kaliteli olduğu için yemeklerde baharat olarak ve balık tüketiminde kullanılıyor. Bunun yanı sıra defne, kozmetik sanayinde ve bitkisel yağ olarak da kullanılıyor. Bugün defne yağı dünyada oldukça tüketilen bir ürün haline geldi" dedi.

'MARKALAŞMA SÜRECİN HIZLANDIRMAMIZ GEREKİYOR'

Defne yaprağı ihracatının Avrupa'dan Asya'ya, ABD'den dünyanın birçok ülkesine yapıldığını söyleyen Mehmet İnal, ihracatın ham ürün olarak yapıldığını belirtti. Türkiye'de bitkisel ürünlerde markalaşma sorunu olduğunu anlatan Mehmet İnal, "Biz kurutulmuş defne yapraklarını 10'ar kilogramlık paketlerde yapıyoruz. Bizden defne yapraklarını ham olarak kilogram kilogram alan batılı firmalar, işledikten sonra ürünlerini bize gram gram paketlerle satıyor. Bunda en büyük eksiğimiz markamızın olmayışı. Bizim firma olarak markamız var aslında ama biliyorsunuz bir markayı oluşturmak çok uzun süren zaman, sabır ve emek istiyor. Bizim markalaşma sürecin hızlandırmamız gerekiyor" diye konuştu.

Mehmet İnal, Türkiye'de defne üretiminin yüzde 90'ının yaprak ve yağ olarak ihraç edildiğini ve ülkeye yıllık yaklaşık 40 milyon dolar civarında gelir eldi edildiğini de sözlerine ekledi.



source https://haberton.com/defne-yapraklarinin-kilosu-2-5-tlden-satiliyor/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu?

Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Bitlis’te başıboş köpeklerin ısırmasının ardından kuduz tanısı konan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin hayatını kaybetmişti. Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler, ülkeyi derinden etkileyen olaya dikkat çekerek kuduz vakalarına karşı uyarılarda bulundu. Eskişehir’de Veteriner Hekim Mehmet Kızılinler , kuduzun bütün memelilerde görülebilen viral bir hastalık olduğunu ifade etti. Ülkemizde yaban hayatı kaynaklı vakaların sık görüldüğünü belirten Kızılinler, “Kuduz, hayvan hastalıkları arasında en riskli rahatsızlıkların başında gelmektedir. Son zamanlarda farklı hastalıklar gündeme oturduğu için bu tür vakalar gündemden düştü. Dolayısıyla halkımız kuduz hastalığı konusunda bilinçsiz kaldı” dedi. Türkiye'de kuduz vakaları: Risk artıyor mu? Hayvanlarda kuduz belirtilerini aktaran Kızılinler, “Hırçınlık, ağızda salyalanma, saldırganlık, sinir sistemiyle alakalı aşırı hassasiyet, sığırlarda aşırı bağırma gibi belirtiler kuduz hastalığını işaret ed

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları

Yeni medya ve geleneksel medyanın farkları hakkında Prof. Dr. Süleyman İrvan ile bir söyleşi gerçekleştirdik.. Geleneksel medya ile yeni medya kavramları son dönemlerde adını en çok duyduğumuz kavramdır. Her gün saatler geçirdiğimiz yeni medya ve geleneksel medyanın farkları her gün biraz daha açılıyor. Geleneksel medyayı özetlemek gerekirse.  Geleneksel medya:  Tek yönlü iletişim sağlayan dergi, televizyon ve gazete gibi iletişim araçlarının bütününe verilen isimdir. Kısacası geleneksel medya sesli ya da yazınsal basını kaplayan araçların tümüne verilen isimdir Yeni medya ise: Yeni Medya ya da bir diğer deyişle dijital medya , bilgisayar ve internetin kullanılarak oluşturulan ortamlara verilen isimdir. Yeni medyada iletişim tek yönlülükten çıkmakta ve çift yönlü iletişime geçmektedir.  Özellikle z kuşağı dediğimiz nesil ile yeni medya kelimesini daha fazla duymaya başladık. Gelişen teknolojide medyalardan haber alma şeklimiz bile değişti bu söyleşide vatandaş gazeteciği, eski medya y

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir?

Turgay Tanülkü'nün hikayesi! Gerçek baba kimdir? Gerçek baba kimdir? Doğurtup bakmayan mı? yoksa kendi çocuğu olmadığı halde sahip çıkan mı? Mavi cezaevi arabası Ulucanlar Cezaevi'ne yaklaşırken zaman 1970'i gösteriyordu. 17 yaşındaki mahkum 7 yıl sürecek cezaevi hayatına başlamak üzereydi. Bundan sonra olacaklar hem kendisinin hem de birçok insanın kaderini değiştirecekti. Gün akşama kavuştu. Kapılar sürmelendi. Karavanadan payına düşen çorbaya baktı. Daldı gitti uzaklara. TURGAY TANÜLKÜ'NÜN HİKAYESİ! Bu öyķü gerçek bir babanın hayat hikayesidir. Bu öykü Turgay Tanülkü 'nün hikayesi. 1953 yılında doğar, Turgay Tanülkü. Babasını küçük yaşlarda kaybeder. Annesi çamaşır yıkayarak geçimlerini sağlamaya çalışır. Fakat ne mümkün. Hayat zordur. Fakirlik vardır. Birde gençlik BABA NE DEMEK? Sırtını yasladığın dağ. Güven duygusu. Korkmamak Ama öyle olmaz. Yetiştirme yurdu, arkasından da cezaevi....Turgay'ı zor günler beklemektedir. Cezaevinde yaşadığı olaylar tüm den